Not Defterim: Mükemmel Ajanda ve Koşuyorsam Bir Sebebi Var!

Yıllardır “mükemmel ajanda”yı arayanlardanım.

Gittiğim her seyahatte ajandalara mutlaka göz atıyorum, yeni yıl yaklaşırken kitapçılarda saatlerce ajandaları inceliyorum, başkalarının kullandığı ajandalara karşı önlenemez bir merak duyuyorum.

Hem her gün için ayrı bir sayfası olsun, hem de yıllık, aylık ve haftalık hedefler listesi bulunsun istiyorum. Aklıma gelen diğer şeyleri listeleyebileceğim ve okuduğum kitaplarda beğendiğim cümleleri not edebileceğim boş sayfalara da ihtiyaç duyuyorum. Hatta mümkünse içtiğim su miktarını, uykumu, okuduğum kitapları, planladığım seyahatleri, blog yazısı fikirlerimi ve harcamalarımı da bu ajandada takip etmeyi arzuluyorum.

Ajandadan beklentilerim bununla da bitmiyor. Bütün bunları içermesine rağmen çantamda taşıyabileceğim boyutta ve hafiflikte; ayrıca aylarca çantamda gezerken yıpranmayacak sağlamlıkta olsun istiyorum.

Bu ajandaya 100 dolar gibi bir ücret de ödemek istemiyorum. Çünkü -saçma ama gerçek- ne zaman pahalı bir ajanda alsam, kullanmaya kıyamıyorum.

Sonuç olarak kendimi, iş ile ilgili yapılacakları ve toplantıları Outlook üzerinden, katılacağım etkinlikleri telefonumdaki takvimimden takip ederken; günlük notlarımı ve listelerimi çantamda taşıdığım ajandaya kaydederken, diğer konular için internetten bulduğum şık tasarımlı “to-do list”leri kullanırken ve her seyahatim için ayrı bir defter doldururken buluyorum.

Özetle organize olmaya çalışırken, daha da dağılıyorum.

İkitelli’de çalışmaya başlayıp, ıvır zıvır işlerimi öğle molalarında halledemez hale geldikten ve özellikle de MBA macerası sonucunda boş zamanım günde iki saate düştükten sonra, “planlı ve organize olmak” bir ideal olmaktan çıkıp bir zorunluluğa dönüştü benim açımdan. Bu da yetmezmiş gibi, “Sevdiğin Yaşamı Tasarla” kitabını okuyup, hayatımda değiştirmek istediğim şeyleri de keşfettim. Gelgelelim bir gün sonuçta 24 saatti.

Tam bu sırada, Amerika’da gittikçe popülerleşen “bullet journal” akımı çıktı karşıma: İstediğin bir defteri alıyorsun ve kendi ajandanı kendin yaratıyorsun.

Vakti zamanında Napoli’deki tren istasyonundaki mağazasından aldığım kırmızı Moleskine’im ile renkli kalemlerimi önüme alıp, kendi ajandamı yapmaya başladım. Her şeyi bir araya toplama fikrini çok sevdiğim gibi, çizmek ve boyamak da çok iyi geldi.

Bütün ihtiyacınız olan istediğiniz gibi bir defter, renkli kalemler ve biraz boş zaman.

Ben ajandamın ilk sayfalarını kişiselleştirmek için, çok sevdiğim bir görsel ile Sevdiğin Yaşamı Tasarla kitabını okuduktan sonra yazdığım manifestoyu bu sayfalara yapıştırdım. Açtığınızda görmekten mutlu olacağınız cümleleri, fotoğrafları, görselleri bu sayfalarda kullanabilirsiniz.

IMG_8773.JPG

Ardından ajandanızın ilk birkaç sayfasını daha sonra içindekiler kısmı olarak kullanmak için boş bırakıyorsunuz.

Sonraki iki sayfayı altı parçaya ayrılacak biçimde bölüyorsunuz. Önümüzdeki altı ayda yapmak istediğiniz her şeyi, size makul gelen biçimde bu sayfalara yazıyorsunuz.

Benim önümüzdeki altı ay için temel amacım, iş ve MBA’in yanı sıra, gereksiz çok sayıdaki kıyafetlerimden, evdeki yüzlerce okunmayı bekleyen kitaptan, kağıt ıvır zıvırlarımdan ve kredi kartı borçlarımdan arınmak. Bunu başarırsam da kendimi bir Japonya seyahati ile ödüllendirmeyi planlıyorum.

IMG_8784.JPG

Daha sonra her gün düzenli yapmak istediğiniz şeyler için bir “günlük takip listesi” oluşturuyorsunuz. (Böyle bir ajanda oluşturmayacaksanız bile, bu listeyi şiddetle tavsiye ederim. Ücretsiz bir tabloyu şuradan indirebilirsiniz.) Günde 2 litre su içmek, en az altı saat uyumak, 50sf. kitap okumak gibi başlıklar var benim listemde. Her gün yapmayı hedeflediğiniz şeyleri bu kısma yazabilirsiniz.

IMG_8789.JPG

Sonra da aylık yapılacaklar listesi ve haftalık yapılacaklar listesi için birer sayfa ayırıyorsunuz. Ben sonraki sayfaları günlük ajanda olarak kullanmayı, harcamalar listesi tutmayı ve bu hafta hoşuma giden cümleleri yazmayı planlıyorum. (Bunları merak ederseniz instagram story’de yaptıkça paylaşacağım. Ajandamı kullanmaya bugün başladım ve bayıldım!)

Ajanda başlıklarınızın daha havalı görünmesi için oldukça basit çizim hilelerinden de faydalanabilirsiniz.

5a93c6ed8207cce69b206b028fd5ba5b

Bir de paylaşmadan geçemeyeceğim bir konu var. Bu satırları yazarken, bacaklarım sızlıyor. Çünkü hayatımda ilk defa bir pazar sabahı, yakalanacak bir uçak, yolu tutulacak bir seyahat yokken sabah 6:00’da uyandım ve tastamam 10 kilometre yol teptim.

IMG_8632.JPG

Sivas’ta bir okul var. Bizim alıştığımız, bildiğimiz, gittiğimiz anlamda okula pek benzemeyen bir okul… Sınıf yok, sıra yok, daha da kötüsü elektrik yok. Çocuklar yemek masası gibi bir masaya yan yana oturmuşlar. Masayı da ışık girsin de defterlerini görebilsinler diye camın kenarına koymuşlar. Her gün gidip geliyorlar yine de… Okul bahçesinin duvarına “Güzel Günler Göreceğiz” yazmış öğretmenleri…. (Çocukların fotoğraflarını paylaşmamayı tercih ediyoruz; ama özellikle merak eden varsa, bana yazabilir, yollayabilirim.)

img_8627img_8638

img_8647

Ülkede olup biten her şeye şikayet ederken, “eğitim her şeyin başı eğitim” benzeri kelimeleri sıralayıp dururken, şikayet etmek dışında bir şey yapmak için, bu okulu yenilemek için teptim o 10 kilometreyi. Siz de bir iyilik yapmaya ne dersiniz?

img_8763

Linkleri aşağıda paylaşıyorum. Katkının azı çoğu olmaz, bugün içeceğiniz bir kahvenin, az sonra bineceğiniz bir taksinin parasını bile bağışlasanız, çok kıymetli bir katkı olacak. Sonra yapmak üzere ertelemeyin, yalnızca birkaç dakikanızı alacaktır. Hadi bu haftaya bir iyilik yaparak, kendinizi daha iyi hissederek başlayın:

Kampanya Sayfası:
https://ipk.adimadim.org/kampanya/CC12407

Bağış Sayfası:
https://bagis.adimadim.org/?ccid=CC12407

Dip Not: Yakınımdaki sevgili arkadaşlarımdan, on saniyesini buna ayırıp, en ufak bir katkı sağlamamış olanlar bu notum size. Bir daha ülkenin halinden, eğitimden filan yakınırsanız büyük cırlayacağım, aklınızda bulunsun! Bu durumu telafi etmeniz için hala çok geç değil 🙂

Dip Not 2: Beni bu harika işe katılmaya teşvik edenlere, koşmak konusunda motive edenlere, bu günü daha keyifli kılanlara ve katkıda bulunan güzel insanlara da buradan kocaman teşekkür ediyorum.

Mutlu haftalar!

Not Defterim: Mükemmel Ajanda ve Koşuyorsam Bir Sebebi Var!” üzerine 2 yorum

  1. Gammze dedi ki:

    Sezeeeen Nisan’a kadar programını yapmışsın ne güzel inşallah gerçekleştirirsin diyecem ama 🙂 programını bozacak çok güzel şeyler çıksın karşına. O programın da önemi kalmasın.Ne biliyim okuyunca içimden ilk böyle geçti ve hislerimi yazmak istedim.Bazen hayat planlar yaparken başımıza gelenlerden ibarettir :))

    Beğen

  2. trtuck dedi ki:

    Selam!
    Ben de bir süredir bullet journal ile uğraşıyorum. Leuchtturm defter markasını da önerebilirim, özellikle noktalı sayfalı olanlar kişiselleştirmeye ve çizdiklerinden keyif almaya çok uygun..
    Yardım kampanyası bilgilendirmesi için de teşekkürler…
    Sevgiler..

    Beğen

Yorum bırakın