Ajandası Aşırı Yoğun Olanlar İçin Hızlı Hazırlanıp İyi Görünme Rehberi

Bugünlerde doktor kontrollerim ve düzenli olarak ilaçlarımı içmek haricinde yapmam gereken hiç bir şey yok hayatımda.

Canım istediğinde uyuyor, canım istediğinde uyanıyor, canım istediğinde uzanıp kitap okuyor, canım istediğinde şirket maillerime göz atıp çalışıyorum.

Geçici bir milyarder hayatı yaşıyorum. Mor gözlerimle!

Bu konforlu günlerimi yaşarken, geride kalan bir buçuk seneme bakıyorum ve kendi tempomu aklım almıyor.

Her sabah 7:00’de evden çıkıp, şehri boylu boyunca kat edip işe gidiyordum. Dramalar, ego savaşları bir yanda; oldukça sıkı deadline’larla bitirilmesi gereken işler diğer yanda akşam 17:30’a kadar çalışıyordum. Neyse ki içimi açan güzel insanlarla spor, kahve, sigara, koridorda sohbet molaları içeriyordu bu uzun saatler de delirmeden yalnızca çok yorularak iş günlerini tamamlayabiliyordum. Ardından MBA yüksek lisans derslerine giriyordum. Dersten sonra, şehri boydan boya kat edip eve ulaştığımda saat 22:00 oluyordu. Zaten bir yorgunluk kahvesi içip, duşa girsem gün bitiyordu.

Altı saatlik uykumdan fedakarlık yapmadığım sürece başkaca herhangi bir şey yapmaya (evi düzenlemek, kendime bakım yapmak, kitap okumak, yemek pişirmek, arkadaşlarımla görüşmek vs vs için) hiç vaktim yoktu.

Haftada dört gün!

Cuma akşamları da genellikle şirketten çıkışta doğrudan havalimanına gidip, çoğu zaman pazartesi sabahı uçağı ile dönüp doğrudan şirkete gidiyordum.

Dönüp baktığımda delilikten başka bir şey olmadığını görüyorum.

MBA derslerinin bittiği günlerde, ben herkese aşırı coşkulu biçimde sonunda kendime ayıracak zaman bulabilebileceğimden bahsederken, bir sürü farklı kişi hep aynı yorumu yaptı: “Nasıl yaptığını bilmiyorum; ama bu süre boyunca seni bir kere bile dağılmış veya bakımsız halde görmedim. Sanki her zaman kendine oldukça bol vakit ayırabiliyormuşsun gibi görünüyordun.”

IMG_0823.JPG

Ben de üşenmeyip bu sürede çekilen fotoğraflarıma baktım. Bazen gözlerim aşırı yorgun bakıyor olsa da, gerçekten hep iyi görünmüşüm. Bazen daha çok, bazen daha az. Ama hep günü kurtarmışım.

Bu da, uzun zamandır yazmadığım tarzda, bolca tavsiye içeren yazılardan birini yazmak için harika bir sebep oldu.

Evden çıkmadan önce hazırlanmak için yalnız 10-15 dakikası olan, yine de iyi görünmek isteyen kadınlar için denediğim ve hep kullandığım taktikler karşınızda:

Not: Her gün kendi bakımına bir saat vakit ayırabilecek kadar şanslı olanlar, evden çıkmadan önce en az dört kıyafet deneyip aynada kendisini inceleyecek zamanı bulunanlar, her gün farklı saç modeli ile gezip, kusursuz makyaj yapacak kadar eli becerikli olanlar, lütfen bu yazıyı pas geçin. Siz bana makyaj work-shop’ı düzenleyin. 🙂 )

IMG_4759.JPG

 

1- Önceden Hazırlanmış Kombinasyonlar:

Evde olduğunuz sakin zamanlarda geçin dolabınızın karşısına. Bir yere yetişme telaşınız olmadan ve ortalığı dağıtmaktan korkmadan kıyafetlerinizi deneyin. Daha önce bir araya getirmediğiniz parçaları birbirleriyle deneyin. El alışkanlıklarınızın dışında çıkın.

Askıda yan yana tutup, “Bu bununla iyi gider.” demeyin. Mutlaka üzerinizde deneyin. Çoğu zaman askıda yan yana iyi duran iki parça üzerinizde beklediğiniz gibi durmayabiliyor veya hiç düşünmedikleriniz birlikte çok iyi gidebiliyor.

43a7c4624d81b7cdd3357e1fb32f7bef.jpg

İçinize sinen kombinasyonlardan, iklime uygun olanları, giyilmeye hazır biçimde dolabınıza asın. Altına giyilebilecek ayakkabıyı da belirlemiş olun.

Ben ilk başlarda haftanın her günü ne giyeceğimi önceden planlamaya çalışıyordum. Sonra sabah uyandığımda o gün için planladığım kıyafet ruh halime hiç uymuyordu. O yüzden ben artık gün belirlemeden,  3-5 tane kıyafet kombinasyonunu giyilmeye hazır tutuyorum. O gün canım hangisini isterse onu giyiyorum.

Böylelikle evden çıkmadan önce ne giyeceğim telaşı hiç yaşamıyorum. Daha önce deneyip, bir arada ve üzerimde duruşunu sevdiğim parçaları giymiş olarak evden çıkmam 5 dakika sürüyor. Gerçekten 5 dakika!

ab890cd0ac879d13cb408b04c91f24fb

2- Kırmızı Ruj ve Siyah Stiletto 

Gözleriniz şişse, yüzünüz solgunsa, dikkati dudaklarınıza çekmek en pratik hile. Bütün ihtiyacınız olan kırmızı bir ruj.

“Ay bana kırmızı ruj hiç yakışmıyor ki!” diyenlere cevabım “Doğru kırmızı tonunu bulamamışsınız.”

Söyleyince tuhaf geliyor biliyorum; ama size yakışacak kırmızıyı bulmak için kan renginize bakmanız lazım. Bir yeriniz kanadığında, akan kanın rengine dikkatle bakın. Parlak bir kırmızı mı, pembeye mi dönük, çok daha koyu kahverengimsi bir renk mi? İşte ideal rujunuz o renk.

“Saçmalama.” demeyin, lütfen bir deneyin, beni daha çok seveceksiniz.

İnce topuklu, aşırı yüksek olmayan ve rahat siyah bir stiletto her zaman elinizin altında olsun. Bir kıyafeti çok daha şık hale getirmenin en hızlı yolu. Ruh halinizi de iyileştirmek konusunda çok etkili.

Ancak bir şartla; o topuklular üzerinde yürüyebiliyor olun! Topuklu giydiğinizde yürüyüşünüz duruşunuz dişileşmeli, paldır küldür hareket ediyorsanız bir yanlışlık var o ayakkabıda. O zaman ya topuğunuzun boyunu düşürün, ya kalınlığını arttırın, ya da farklı bir markanın kalıplarını deneyin.

7b8798d984caaabb663fc8d1f9cc647a.jpg

 

3- Saçınıza Yatırım Yapın

Saç bir kadının en önem vermesi gereken şeylerin başında geliyor. Çünkü saç renginiz veya modeliniz kötü ise istediğinizi giyin, istediğiniz kadar iyi makyaj yapın bir şeyler eksik kalacaktır.

İyi bir kuaförünüz mutlaka olsun. Başkası için çok iyi olan, sizin için o kadar iyi olmayabilir. Sizinkini bulun! Sonra da ona sadık kalın. Cimrilik yapmayın, ona gitmeye üşenip köşe başındaki kuaföre de sırf yakın diye saçlarınızı teslim etmeyin. Gereksiz yere sürpriz ve skandallar yaşamayın.

Ben her zaman muhteşem saçla geziyorum diyemem, bazen kahküllerimin kesimi iyi olmuyor. Ama genel olarak ‘yıka ve çık’ haliyle biçimli görünen saçlarım (çünkü iyi kesim, iyi röfle ve kreatin bakımı bunu sağlıyor) çok hızlı hazırlanıp evden çıktığım bu bir sene boyunca görüntümdeki en kuvvetli oyuncu oldu diyebilirim. (Üstelik yalnızca dört ayda bir kuaföre gittiğimi göz önünde bulundurursak)

f0be20152abe0ce0b6b64ceda17475ad.jpg

Dip boyanız gelmiş halde geziyorsanız, bakımlı görünmenize imkan yok.

Saçınızın hem rengi hem kesimi çok klasikse, her zaman bir ‘Kezban’ imaj vermeniz kaçınılmaz.

Saçınızı tamamen sarıya boyatmak, saç renginizi açıp saçı yakmak yerine, röfle ile tanışın.

4- Nemlenin, nemlenin, nemlenin.

Katır kutur eller, çatlamış topuklar, dekolteden görünen kuru bir cilt asla asla asla!

Sabah üzerinizi giyinmeden önce vücudunuza şipşak nemlendirici sürmeniz bir dakikanızı bile almayacaktır. Hem mis gibi kokacak, hem de yumuşacık olacaksınız. İhmal etmeyin, alışkanlık haline getirin.

5- Ofis Çekmecesi Kurtarıcıları

Yedek iç çamaşırı, kuru şampuan, oje ve aseton.

Bu listeyi genişletmek serbest, ama bence olmazsa olmazlar bunlar.

Eve gittiğinizde sızıp kaldığınız günler olabilir, geceyi eve dönmeden geçirdiğiniz de… Ruhen ve görüntü olarak hiç hazır olmayıp, yine de kendinizi ofiste bulduğunuz günler olmuyorsa hayatınızda bir gariplik (Arada bir çizgiden çıkıp, saçma şeyler de yapın!) olduğu ihtimalini de göz önünde bulundurabilirsiniz. 🙂

7f8461c4a97b13f7abbc4c497789bb11.jpg

Kuru şampuan birkaç saatliğine de olsa saçları çok daha hacimli ve temiz gösteren bir mucize. Özellikle kahküllü olanlar için şiddetle tavsiye ediyorum.

Oje ve aseton; çünkü soyulmuş ojelerle gezmek gerçekten çok çirkin. Ayrıca oje, başka hiç bir yerde, ofis masasında çalışırken olduğu kadar muntazam kurumuyor.

İç çamaşırı için açıklama yapmaya gerek yok diye düşünüyorum. 🙂

IMG_5671.JPG

Umarım aralarında işinize yarayacak tavsiyeler olmuştur.

Peki ya sizin harika görünmenizi sağlayan, zaman kazandıran, çok işe yarayan püf noktalarınız neler?

Işıldayarak kalın!

 

 

 

 

Ajandası Aşırı Yoğun Olanlar İçin Hızlı Hazırlanıp İyi Görünme Rehberi” üzerine 2 yorum

  1. Kitana dedi ki:

    benim ajandam o kadar yoğun degil
    Ama iki çocuklu hayat benzer bir yoğunluk yaşatıyor. 6 saatlik uykumdan feragat etmezsem özel bir vaktim Yok , öneriler çok guzel, stiletto ( hala rahat bir çift bulamadım) dışında hepsine katılıyorum 🙂 kırmızı ruj rengine de mavi alt tonlu seçilirse disler sarı görünmez diyor ve kaçıyorum:) iyi istirahatler!

    Beğen

  2. bohemiyav dedi ki:

    Bir süredir seni okumayı ihmal etmişken, şimdi yine başka bir şirkette, elimde koca bir kahveyle, kocaman bir gülümseme ve keyifle yazılarını arka arkaya okudum. Birkaç tavsiye de ben vermek istedim. Günün hiç yetmediği, evini çok az gören, hazırlanmak için hep en fazla 10-15 dakikası olan bir insan olarak.

    1- Cilt bakımınıza önem verin ve cilt makyajından uzak durun. Hayatımda bundan daha güzel bir tavsiye düşünemiyorum ve kendimi makyajdan adeta nefret eden ve buna ek olarak cilt bakımına özen gösteren bir annem olduğu için çok şanslı sayıyorum. Ben, 17 yaşımdan bu yana, yüzümden nemlendiricimi hiç eksik etmeyen, haftada bir mutlaka ek bir bakım yapan (peeling, maske) ve hiç cilt makyajı yapmayan (fondoten, pudra vs.) artık 33ünde bir kadınım ve geçenlerde tesadüfen karşılaştığım, 5 yıl önce ayrıldığım ve o zamandan beri hiç görmediğim beni hiç sevmeyen ve bana iltifat etme ihtiyacı duymayan eski kocam şaşkınlıkla, hiç değişmemişsin, yüzünde bir çizgi bile yok, ışıldıyorsun demişse ve ben o günün sabahı 3 saatlik bir uçak yolculuğu sonrası şehre gelmişsem, öncesinde de 2 günlük çılgın bir berlin hayatı yaşamışsam, bir şeyleri doğru yapıyorum demektir.

    2- eğer cildiniz ve saçlarınız çok kuruysa, size iyi gelen yağı bulun ve ondan yardım alın. benim kurtarıcım avokado yağı oldu. saçlarım, vücudum, yüzüm, hepsi avokado yağıyla tanıştığımdan beri daha da güzelleşti.

    3- saçlarınız. yine benim önerim, saçlarınızı boyatmayın. ben yıllarca boyattım. hemen her renge hem de. sarı, turuncu, kızıl, kırmızı, mor, pembe, siyah, kahve, yeşil, gri. sonra birden, 5 yıl önce, saçlarımı kendi rengine boyatıp, bir daha asla saçlarımı boyatmadım ve kestirdikçe boyalı kısımlar gitti. o zamandan beri, kuaförle tek ilişkim, 3 haftada bir kahkullerimi kestirmek ve canım istedikçe saçlarımı kestirmek (bazen ayda 1 – bazen 5 ayda bir). unutmayın, hiçbir saç rengi, size kendi saç renginiz kadar yakışmıyor. röfle ya da balyaj yaptıracaksanız bile, zemininiz kendi saç renginiz olsun. ne kadar doğal, o kadar sağlıklı ve iyi demektir. unutmayın.

    4- kendinize yakışanı bulun. modanın dayattıklarından sıyrılın. dolabınızı size yakışanlarla doldurun. bir de elbiseleri sevin. özellikle de tek renk, düz kesimli ve vücudunuzda güzel yerleri öne çıkaranları. bu sayede, zahmetsiz bir şıklığınız oluyor.

    5- yapabiliyorsanız spor yapın. beslenebildiğiniz kadar sağlıklı beslenin. ben hafta içileri aşırı sağlıklı beslenip, hafta sonları sapıtmayı seçiyorum ve epey faydasını gördüm. bir de su için. bol bol su için. o suya limon atın. inanın bu maddeler arasında en faydalı tavsiye bu. bol bol su için.

    6- ruj tavsiyesi çok güzel, ama rimeli de unutmayın. sadece rimelin canlılık katamayacağı bir yüz pek azdır. kendinize güzel bir rimel edinin ve elinizin altından ayırmayın.

    7- kalıcı ojeye daha sıcak bakın.

    Bir de gülümseyin, kocaman! İnsanı en güzel gösteren kesinlikle bu çünkü 🙂

    Beğen

Yorum bırakın