Bursa-2: Zennup1844 fiyaskosu, hamam keyfi ve iskenderin hası

Bursa’da ilk günümüze ayaküstü lezzetler peşinde koşarak başladıktan sonra, akşam için rezervasyon yaptırdığımız Zennup 1844’a gerçekten aç gitmek için, oldukça erken bir saatte yemek yemeği kesiyoruz.

Gerek instagram paylaşımları, gerekse de okuduklarımız yüzünden Ömür Akkor’un şefi olduğu Zennup 1844 Bursa’da en çok merak ettiğimiz adres.

Zennup 1844, Eker Meydan AVM’nin içinde bulunuyor.

Burası alışveriş merkezinden çok, restoranların ve cafe’lerin toplandığı bir kompleks gibi olmuş. Bursa’nın meşhur köftecisi de burada yer alıyor.

1526163_54a0127a8899743d8784eb1fc9152394

Zennup1844’ü bulmamız çok kolay oluyor, çünkü önünde sonsuza dek giden bir kuyruk var. İçeri girdiğimiz anda Ömür Akkor tarafından karşılanıyoruz, “Çok popüler oldu burası oldu, tamamdır.” diyip geçmemesi, gerçekten işinin başında olması müthiş hoşumuza gidiyor.

Mekanın dekorasyonu da çok keyifli ve ferah.

Masamıza oturduğumuzda saat 20:00. (Bu bilgi gerçekten ne anlatmak istediğimi anlatabilmem için önemli. Pas geçmeyin bu detayı.)

IMG_9757

Önümüze el yazısı ile hazırlanmış özenli bir menü geliyor. Aperitif olarak gelenlerin yanındaki kendi yapımları olan ekmekler de o kadar lezzetli ki, heyecanımız artıyor.

“Bir anda gaza gelip siparişi abartmayalım. Nasıl olsa gecenin devamı için bir planımız yok. Yavaş yavaş tada tada gideriz.” diyerek kendimizi durduruyoruz.

Başlangıçlardan Ortadoğu mezeleri beşlisinden söylüyoruz. Ana yemek olarak da çok methedilen iç pilav kuzu tandır.

IMG_9762

Şahane sunumlarla mezeler önümüze dizilmeye başlıyor. Bu ana kadar inanılmaz keyifliyiz.

IMG_9776

Sonra maraton başlıyor. Maraton derken çok ciddiyim. Mezelerimiz daha bitmeden tabaklarımızı kaldırıyorlar. Soluklanmamıza izin verilmeden de kuzu tandır geliyor. Onun da daha yarısını bile yememişken garsonların “Paket yapalım mı?” sorusuyla karşılaşıyoruz.

Bu sırada da kesintisiz olarak garsonlar kafamızın üzerinden birbirlerine sürekli, “Beş kişi buraya al, iki kişilik yer boşaldı.” diye bağırıyor. Her geçen garson da önümüzdeki tabaklara eliniz uzatıp “Devam ediyor musunuz?” diye soruyor.

Doğu’da hiç bir restoranda ekmekle sıyrılıp tamamen boşaltılmadıkça hiç bir tabağı önünüzden almamalarının aksine, Doğu mutfağı servis eden bu restoranda yemeğinizi yiyebilmek için resmen zamanla yarışmanız gerekiyor.

Akşam yemeği mi yiyoruz, kaçırılmak üzere olunan bir uçak mı yakalamaya çalışıyoruz anlamıyorum. O kadar geriliyorum ki, en sonunda tabağıma elini uzatan garsonu “Benim önümden sürekli bir şeyleri almaktan vazgeç.” diye azarlıyorum.

IMG_9810

Çok methedilen tatlı cennet çamuru masaya geldiğinde, (kesinlikle abartmıyorum) otuz dakika içinde beş çeşit meze ve kuzu tandır yemiş biri olarak, Antep fıstığına bayılmama rağmen tatlı yiyecek motivasyonu kendimde bulamıyorum.

Keyif almak yerine aşırı gerilmiş ve çok kısa sürede aceleyle oldukça ağır yemekler yemiş ve üzerine markete uğrayıp alışverişimizi yapmış olarak otelimize geri döndüğümüzde saat 21:00!

Mardin’de, Adana’da, Gaziantep’te gittiğimiz her restoranı minnetle anıyoruz.

IMG_9767

Zennup1844 için şunu söyleyebilirim: Güzel bir mekanda, iyi yemeği güzel bir sunumda sunuyorlar. Ama böyle ölünüp bitilecek, hiç bir yerde bulunamayan bir lezzetten bahsetmiyorum. Türkiye’nin doğusuna gidip yemek yemiş olan kişilere, öyle ölünüp bitilecek çok sıra dışı bir şey sunmadığını söylemeliyim.

Diğer yandan Doğu mutfağı, ağır bir mutfak, sindire sindire sakin sakin yenilmesi gerekir. Burası bildiğiniz fast-food’a bağlanmış. “Hemen yesinler, hemen kalksınlar, en kısa zamanda en çok müşteriyi ağırlayalım.” yaklaşımında bir mekan olmuş.

O yüzden buraya gitmek isteyenlere şunu tavsiye ederim: Güzel bir akşam yemeği yersiniz, ama beklentilerinizi aşırı yükseltmeyin. Bir de tek çeşit yemek söyleyin, yiyin kalkın. Öyle uzun uzun oturup keyifli sohbet eşliğinde sakin bir yemek yemek istiyorsanız, Zennup1844 aradığınız yer kesinlikle değil.

IMG_9864

Ertesi gün uyandığımızda ilk istikametimiz Tarihi Keçeli Kadınlar Hamamı oluyor.

2020’nin ilk seyahatinde keselenip, bebek tenlere kavuşma fikrini çok sevdiğimiz için planımıza hamam faslı eklemiştik.

Bu fikrin dışında ben bu hamamı da o kadar çok sevdim ki, arada sırada yalnızca hamam faslı için bile Bursa’ya gidebilirim, diye düşünmeye başladım.

Çünkü İstanbul’da deneyimlediğim hamamlarda hep şöyle bir ikileme düşüyorum: Otellerin hamamları ve Kılıç Ali Paşa gibi neo-modern hamamlar çok şık ve keyifli ama içerideki sıcaklık çok yüksek değil, keseler yeterince sert değil. Hiç bir zaman geleneksel bir hamamdan aldığım sonucu vermiyorlar. Diğer yandan tarihi ve geleneksel hamamlar da o kadar bakımsız ve eski ki, gönül rahatlığı ve tastamam hijyen duygusuyla serilemiyorum. (Aksi bir keşfiniz ve öneriniz varsa lütfen benimle paylaşın.) 

Tarihi Keçeli Kadınlar Hamamı bu yüzden tam aradığım hamam. Hem tarihi bir hamamın bütün özelliklerini taşıyor, hem de bir otel işletmesi olduğu için pırıl pırıl. Üstelik de yalnızca kadınlara hizmet veriyor.

Bir de çok hoşuma giden ve bugüne kadar deneyimlediğim hamamlardan farklı bir tarafı var ki; göbek taşı konsepti yok burada.

Hani hamama gider göbek taşında bir saat yatar ve keseye hazır hale gelmeyi beklersiniz ya; Tarihi Keçeli Hamamı’nda çok Yunan esintili devasa bir aslan kafası heykelinin ağzından sıcak su akan termal bir havuza giriyorsunuz. Sıcak su dolu havuzun içinde oturmanız sizi zaten keseye çok hızlı biçimde hazırlıyor.

Böyle bir temizlik yok.  Yumuşacık ve bembeyaz tenlerimizle çıkıyoruz hamamdan. Bursa’ya yolunuz düşerse burayı şiddetle tavsiye ediyorum.

IMG_9903

Hamamdan çıktığımızda kurtlar gibi açız. İskender yemeden bir Bursa seyahatini sona erdirmek ayıp olacağından, Cemal ve Cemil Usta Uludağ Kebapçısı’nın yolunu tutuyoruz.

Biz Adanalılar arasında en iyi kebapçı nasıl bitmek bilmeyen bir tartışma konusuysa, Bursalılar arasında da iskender için aynısı geçerli. Kesinlikle bir fikirbirliği olmasa ve herkesin favorisi başka bir adres olsa da, Cemal ve Cemil Usta Uludağ Kebapçısı en çok tavsiye edilen.

Birbirine çok yakın iki ayrı şubesi var. Bir tanesi sonradan açılan çok daha modern bir ortam sunan Meydan Alışveriş Merkezi’nin giriş katındaki şubesi. Biri de eski ve ilk yeri, hemen Meydan Alışveriş Merkezi’nin çaprazında sokağın üzerinde. Biz tercihimizi ilk ve eski yerinden yana yapıyoruz.

İstanbul’da beğendiğim bütün iskenderleri bile sollayıp geçen bir lezzet. Eti, yoğurdu, sosu hepsi ayrı ayrı leziz.

Üstelik bir önceki akşam yemeğimizdeki gergin aceleden sonra, hamam keyfimiz üzerine sakince yemek yemeği, üzerine çay ikramları gelmesini, esnaf usulü servisi ne kadar sevdiğimizi fark ediyoruz.

Bursa’yı kesinlikle daha sık yolumu düşüreceğim şehirler arasına ekleyerek, İstanbul’a dönüş yoluna geçiyoruz.

Keyifle ve lezzetle kalın!

Bursa-2: Zennup1844 fiyaskosu, hamam keyfi ve iskenderin hası” üzerine 5 yorum

  1. BİR KADIN dedi ki:

    bursaya haftasonu gittik, önünden geçtik, iyi ki girmemişiz, teşekkürler bilgi için, nefret ederim garsonun taciz ettiği yerlerden, siz iyi dayanmışsınız

    Beğen

Yorum bırakın