Şu hayatta bir seneyi daha devirmeden hemen önce, klinikte ve online banka hesaplarım arasında biraz vakit geçirerek geride kalan bu geride kalan bir seneden hoşuma gitmeyen ve içime sinmeyen sadece iki şeyi (gözlerimin kenarındaki kaz ayakları ve kredi kartı borçları) sildiğim gündeyiz. Yarın doğum günüm. Söylediğimde kulağa tuhaf geldiğini biliyorum; ama bu bloga doğum günü … Okumaya devam et Her saniyesi dibine kadar yaşanmış bir yaşın daha devrildiği noktadayız: İyi ki doğmuşum be!
Kategori: Genel
Burning Man Günlükleri – 5: Fiziksel ve Duygusal Çöküş Günü, Yeniden Canlanma ve Sonra Hükümsüz Bir Koca Gün
Burning Man'deki beşinci sabahımda fiziksel ve ruhsal olarak bitik bir şekilde uyanıyorum. Saate bakmak için telefonuma uzanıyorum, toplamda iki saat kadar uyumuşum ancak çadırımın içi o kadar sıcak ki uyumaya devam etmemin imkanı yok. Kalkıp dışarılarda yeni maceralara atılamayacak kadar da yorgun hissediyorum kendimi. Hava gündüzleri çok sıcak, geceleri bazen daha ılıman geçerken bazen gerçekten … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri – 5: Fiziksel ve Duygusal Çöküş Günü, Yeniden Canlanma ve Sonra Hükümsüz Bir Koca Gün
Burnıng Man Günlükleri -4: New Yorker Kahvaltı, Çölde Filarmoni Orkestrası, Sevgi Küpümüz ve İlk Gün Doğumum
Festivalin üçüncü gününün, kuruluş dönemiyle birlikte benim Black Rock City'deki dördüncü günümün sabahında "Tamam ya ben çözdüm burayı. Düzenim de oturdu." diye düşünerek çadırımdan çıkıyorum. Aslında o güne kadar delice bisiklet sürüp oradan oraya gitmeme rağmen festival alanının yarısından fazlasını görmemiş durumdayım. Ve o sırada farkında olmadığım ancak şimdi dönüp geriye baktığımda bildiğim bir gerçek … Okumaya devam et Burnıng Man Günlükleri -4: New Yorker Kahvaltı, Çölde Filarmoni Orkestrası, Sevgi Küpümüz ve İlk Gün Doğumum
Burning Man Günlükleri -3: Çölde Dondurma Partilerimiz, Lokasyonu Gizli Japon Barı Keşfi, Saatsiz ve Telefonsuz Hayat
Orada geçirdiğim bir günün içinde o kadar çok şey oluyor ki; üçüncü gün sabah çadırımda uyanıp witchhazelli ıslak mendillerimle bütün vücudumu silip, yüzüme serumlarımı sürüp çadırımdan çıktığımda sanki şimdiye kadar hep orada yaşamışım ve bundan sonra hep orada yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Mekanlarla aidiyet kurmakta her zaman zorlanan ben, şimdiye kadar içinde bulunduğum en konforsuz yerle … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri -3: Çölde Dondurma Partilerimiz, Lokasyonu Gizli Japon Barı Keşfi, Saatsiz ve Telefonsuz Hayat
Burnıng Man Günlükleri -2: Planlara Elveda, Çölde Sahiller, Hareket Eden Sahneler, Padişahlı Partiler, Bisikletli Unıcornlar
Pazartesi günü öğleden sonra uyanıyor ve uyandığım gibi bisikletimin üzerine atlayıp tuvalete gidiyorum. Kahve içmeden ayılamayan ben, elli derece sıcakta ve güneşin altında, en yakın portatif tuvalete gitmek için bisiklet sürerken huysuz olmamı ve bu duruma söylenmemi filan beklerim; değilim. Black Rock City bu açıdan büyüleyici bir yer bence. Kağıt üzerinde konforsuz görünecek her şeyin … Okumaya devam et Burnıng Man Günlükleri -2: Planlara Elveda, Çölde Sahiller, Hareket Eden Sahneler, Padişahlı Partiler, Bisikletli Unıcornlar
Burning Man Günlükleri 1 – The Build
Burning Man'in resmi başlangıç günü pazartesi günü olmasına rağmen, bizim kuruluş dönemi için erken giriş hakkımız ve biletimiz var. Ancak kapılar yağmur sebebiyle kapandığı için, çok daha önceden alana gidenler dışında (Temple'ın yapımı bir ay kadar sürüyor ve Temple yapımında gönüllü çalışanlar festival başlamadan en az bir hafta öncesinden alanda oluyor örneğin) kuruluş için bizim … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri 1 – The Build
Burning Man’e Maceralarla Dolu Bir Gidiş: San Francisco ve Reno
Amerika'ya gitmeden önce, her seyahatimin öncesinde olduğu gibi çılgın yoğun çalıştığım bir hafta geçiriyorum. Üstelik bu kez, gittikten sonra bir hafta kadar internetim olmayacağı için "Geri kalanları da orada hallederim." diyemiyorum. Sabahın köründe havalimanında bira ve patates kızartması ile kahvaltı ederken de geri kalan son birkaç işe dokunuş yapıyor ve Türk Havayolları'nın İstanbul - San … Okumaya devam et Burning Man’e Maceralarla Dolu Bir Gidiş: San Francisco ve Reno
Burnıng Man: Festivalden fazlası, herkesin deneyimlemesini dilediğim bir ütopya
Bazen çok etkilendiğim bazı şeyler hakkında yazdığım notların eksiksiz olmasını ve duygularımı tam olarak aktarmasını istediğim için, yazdığım her şey bana biraz eksik kalıyormuş gibi geliyor. Mükemmel iyinin düşmanıdır, malum. Burning Man de tam olarak böyle benim açımdan. Orada bulunmuş herkesin hiçbir kelimeye ihtiyaç duymadan parlayan gözlerle andığı, ancak hiç Black Rock City'de bulunmamış birine … Okumaya devam et Burnıng Man: Festivalden fazlası, herkesin deneyimlemesini dilediğim bir ütopya
Fiyat Performans Olarak Kaçırılmaması Gereken Bir Festival: Untold / Ve benim tekil günlerden sonraki çoğul günlerim
Untold Festival, bu sene büyük bir çıkış yaparak Avrupa'nın en iyi festivalleri listelerinde ilk üçü zorlamaya başladı. Gitmeye değer mi? Birçok elektronik müzik festivaline gitmiş biri olarak rahatlıkla şunu söyleyebilirim: Kesinlikle. Zengin line-up'ı, gördüğüm en uygun fiyatlı alkol seçenekleri, festival lokasyonunun Cluj şehrinin göbeğinde olması, genel atmosferi ve katılımcı kitlesiyle çok iyi tercihlerden biri olabilir. … Okumaya devam et Fiyat Performans Olarak Kaçırılmaması Gereken Bir Festival: Untold / Ve benim tekil günlerden sonraki çoğul günlerim
Romanya / Festival Retreat ve İlk Tek Başıma Festival Deneyimim
Romanya'ya bundan yıllar önce bir kere daha gitmiştim. Çok yakın bir kız arkadaşımla birlikte gitmeye niyetlenmiştik; fakat onun vizesi yetişmemişti. Seyahatten önceki hafta ben valizimi toplamayı, kendime konaklayacak bir yer ayarlamayı planlarken de, o zamanlarki büyük bir aşkım kapıma dayanıp, 'sürekli aklına geldiğimi, sokakta bile bir sürü kişiyi ben sanıp heyecanlandığını, beni hayatında istediğini ve … Okumaya devam et Romanya / Festival Retreat ve İlk Tek Başıma Festival Deneyimim
