Burnıng Man’e Gitmeyi Düşünenler İçin İşe Yarar Bilgiler & Bilinmesi Gerekenler & Planlama

Burning Man'e katılıp taze bir "burner" olarak, bu yazıyı henüz hiç Burning Man'e gitmemiş ancak gitme fikri aklının bir kenarında gezinen "burgin"ler için yazıyorum. Evet, Burning Man'in kendine özgü bir lügatı ve terimleri de var. Nasıl planlanır, bütçesi nedir, neleri mutlaka bilmek lazım hepsi bu yazıda. Öncelikle gerçekten Burning Man bir müzik festivali değil. Gitmeden … Okumaya devam et Burnıng Man’e Gitmeyi Düşünenler İçin İşe Yarar Bilgiler & Bilinmesi Gerekenler & Planlama

Burning Man Günlükleri – 6: Yer Yerin Ateşe Verildiği Son İki Gün

Burning Man alanına giriş yaptığımın tam birinci haftasında, cumartesi sabahı şişme yatağımda ilk defa gerçekten çok iyi bir uyku çekmiş olarak uyandığımda "İnsan ne kadar garip bir varlık, adaptasyona ne kadar müsait." diye düşünüyorum. Çünkü ilk günlerde bana konforsuz ve tuhaf gelen her şeye bu bir haftalık sürede alışmış durumdayım. Çadırda şişme yatakta uyumaya, tuvalete … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri – 6: Yer Yerin Ateşe Verildiği Son İki Gün

Burnıng Man Günlükleri -4: New Yorker Kahvaltı, Çölde Filarmoni Orkestrası, Sevgi Küpümüz ve İlk Gün Doğumum

Festivalin üçüncü gününün, kuruluş dönemiyle birlikte benim Black Rock City'deki dördüncü günümün sabahında "Tamam ya ben çözdüm burayı. Düzenim de oturdu." diye düşünerek çadırımdan çıkıyorum. Aslında o güne kadar delice bisiklet sürüp oradan oraya gitmeme rağmen festival alanının yarısından fazlasını görmemiş durumdayım. Ve o sırada farkında olmadığım ancak şimdi dönüp geriye baktığımda bildiğim bir gerçek … Okumaya devam et Burnıng Man Günlükleri -4: New Yorker Kahvaltı, Çölde Filarmoni Orkestrası, Sevgi Küpümüz ve İlk Gün Doğumum

Burning Man Günlükleri -3: Çölde Dondurma Partilerimiz, Lokasyonu Gizli Japon Barı Keşfi, Saatsiz ve Telefonsuz Hayat

Orada geçirdiğim bir günün içinde o kadar çok şey oluyor ki; üçüncü gün sabah çadırımda uyanıp witchhazelli ıslak mendillerimle bütün vücudumu silip, yüzüme serumlarımı sürüp çadırımdan çıktığımda sanki şimdiye kadar hep orada yaşamışım ve bundan sonra hep orada yaşayacakmışım gibi hissediyorum. Mekanlarla aidiyet kurmakta her zaman zorlanan ben, şimdiye kadar içinde bulunduğum en konforsuz yerle … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri -3: Çölde Dondurma Partilerimiz, Lokasyonu Gizli Japon Barı Keşfi, Saatsiz ve Telefonsuz Hayat

Burnıng Man Günlükleri -2: Planlara Elveda, Çölde Sahiller, Hareket Eden Sahneler, Padişahlı Partiler, Bisikletli Unıcornlar

Pazartesi günü öğleden sonra uyanıyor ve uyandığım gibi bisikletimin üzerine atlayıp tuvalete gidiyorum. Kahve içmeden ayılamayan ben, elli derece sıcakta ve güneşin altında, en yakın portatif tuvalete gitmek için bisiklet sürerken huysuz olmamı ve bu duruma söylenmemi filan beklerim; değilim. Black Rock City bu açıdan büyüleyici bir yer bence. Kağıt üzerinde konforsuz görünecek her şeyin … Okumaya devam et Burnıng Man Günlükleri -2: Planlara Elveda, Çölde Sahiller, Hareket Eden Sahneler, Padişahlı Partiler, Bisikletli Unıcornlar

Burning Man Günlükleri 1 – The Build

Burning Man'in resmi başlangıç günü pazartesi günü olmasına rağmen, bizim kuruluş dönemi için erken giriş hakkımız ve biletimiz var. Ancak kapılar yağmur sebebiyle kapandığı için, çok daha önceden alana gidenler dışında (Temple'ın yapımı bir ay kadar sürüyor ve Temple yapımında gönüllü çalışanlar festival başlamadan en az bir hafta öncesinden alanda oluyor örneğin) kuruluş için bizim … Okumaya devam et Burning Man Günlükleri 1 – The Build

Burnıng Man: Festivalden fazlası, herkesin deneyimlemesini dilediğim bir ütopya

Bazen çok etkilendiğim bazı şeyler hakkında yazdığım notların eksiksiz olmasını ve duygularımı tam olarak aktarmasını istediğim için, yazdığım her şey bana biraz eksik kalıyormuş gibi geliyor. Mükemmel iyinin düşmanıdır, malum. Burning Man de tam olarak böyle benim açımdan. Orada bulunmuş herkesin hiçbir kelimeye ihtiyaç duymadan parlayan gözlerle andığı, ancak hiç Black Rock City'de bulunmamış birine … Okumaya devam et Burnıng Man: Festivalden fazlası, herkesin deneyimlemesini dilediğim bir ütopya