Henüz yaz gelmemişken, dışarıda dondurucu bir soğuk varken, hafta içi akşamları mba dersinden çıktıktan sonra, gece 22:00 civarında metrodan eve yürürken soğuk içime işliyordu. Eve girer girmez, montumu üzerimden atıp, çantamı yere bırakıp, ilk iş olarak mis kokulu bir kahve demlemeyi adet haline getirmiştim. Kahvem demlenirken ve üzerimden kazağımı ve çoraplarımı çıkartıp, sabahlığımı giyerken de, … Okumaya devam et Bozcaada’ya en uzun, en pahalı, en yorucu nasıl gidilir?
