Genellikle seyahatlerimden, festivallerden ve İstanbul’da yoğun geçen sosyal dönemlerden sonra, “ev kampları” yapıyorum ben. Seyahatler ve festivaller, her ne kadar ruhuma çok iyi gelse de; fiziki açıdan bakarsak pek de sağlıklı beslenmediğim, çok az uyuduğum, vücudumun çok yorulduğu ve dağıldığım süreçler oluyor.
Ayrıca benim yürütmem gereken işler öyle haftada 40-45 saat çalışmayla sorunsuz akmadığı için, arada sırada kapanıp gerçekten ortalığın tozunu attırmazsam, ipin ucu kaçıyor ve ben her şeyin kontrolüm altında olmasını seviyorum.
Ev kampı dediğim bu dönemlerin detaylarını merak edenler için geliyor bu yazı. Ayrıca ev kampından bağımsız olarak, her türlü planlamada işinize yarayacağını düşündüğüm birkaç püf nokta daha içeriyor. Bu yazıda neden bahsettiğimi tam olarak anlamak için Zaman Planlaması – 1 ve Zaman Planlaması -2 yazılarımı önden okumanızı da tavsiye ederim. ❤
Ev kampı ile ne kastediyorum? Tam olarak ne yapıyorum ev kampı dönemlerimde?
Ev kampı dediğim dönemler, genel olarak adından da anlaşıldığı üzere evden dışarı pek çıkmadığım bir zaman dilimi. Ev kampı dönemlerimdeki esas amacım, giyinmekle, makyaj yapmakla, nasıl göründüğümün derdine düşmekle hiç zaman kaybetmeden mümkün olduğunca çok iş temizlemek. Çalışabildiğim kadar çok çalışıyorum bu dönemlerde. Birikmiş işleri temizliyorum, evde olmayacağım, seyahat edeceğim günler için biraz hafifletiyorum gelecek günleri. Saçlarımı tepeden kıvırıyor, taylarla ve sabahlıklarla yaşıyorum. Hiç makyaj yapmıyorum, saç maskeleri ve yüz maskeleri yapıyorum.
Ayrıca bu dönemlerde, buzdolabımı taze meyve ve sebzelerle dolduruyorum. Kendimi tahıl ve sebze ağırlıklı biçimde besliyorum. (Benim sağlıklı ve iyi beslenme kurallarım şurada.) Kesinlikle beyaz şeker ve un tüketmiyorum. Çok fazla hareket etmediğim bir dönem olduğu için vücudumun da dinlendiği bir dönem oluyor.

Bu yüzden iş listemde ve vücudumda bir detoks dönemi olarak özetleyebilirim ev kamplarımı. Karın kaslarım ortaya çıkarken, vücudumdaki şişkinlikler azalırken, eş zamanlı olarak iş listemdeki yapılacak işler de temizleniyor. Ayrıca zihnimdeki düşünceler de yerli yerine oturuyor kendiliğinden.
Elbette ki bir insanın kesintisiz olarak odaklanmış şekilde bütün gün çalışması mümkün değil. Ben sabah uyandığımdan uykum gelene kadar çalışıyorum, 18:00’de bilgisayarı kapatacağım gibi bir hedef koymuyorum. Ancak yorulduğum ve sıkıldığım zamanlarda çok uzun süre dikkatimi dağıtmayacak başka şeyler yaparak ara veriyorum. Mesela blog yazıyorum (bunu çok seviyorum, çünkü yazarken o seyahati yeniden yaşıyorum), fotoğraflarımı ayıklıyorum, evdeki bir çekmeceyi temizliyorum, çamaşır yıkıyorum… Sonra işe geri dönüyorum.
Dizi ve film izlemek, roman okumak gibi şeylerden kaçınıyorum – çünkü bunlar sararsam içine kapılıp gideceğim şeyler.
Hiç Evden Çıkmıyor Muyum? Kaç Gün Yapıyorum Bunu?
Bunlar bana en çok sorduğunuz sorular…
Ev kamplarımın süresini o dönemki genel planlama ve ajandama göre belirliyorum. Genel olarak her ay 10 gün kadar süreyle yapıyorum. Ancak örneğin Brezilya’dan döndüğümde ve sonraki dönemde başka seyahatlerim olan dönemde hem iş listemin hem de vücudumun ihtiyacı bundan fazlaydı 20 gün yaptım.
Ev kampı bir ev hapsi değil, yine de“Hadi kahve içelim.” gibi tekliflerin hepsine hayır diyorum. Kaçıramayacağım kadar iyi bir şey yoksa, bekleyebilir. Gecesi uzun, alkol tüketimi bol planlara da katılmıyorum bu dönemlerde. Katılmam gereken bir toplantı çıkarsa elbette onlara katılıyorum. Haftada bir gün, evde çok daralmamak için çıkıyorum evden, uzun zamandır görüşmediğim bir arkadaşımla akşam yemeği yiyorum.
Ev Kamplarımın Planlaması / Kendinizi Çamaşır Makinesi Sanmayın, Günlük Değil, Dönemlik Plan Yapın.
Bana göre her türlü planlama için mutlaka o dönem planınızın bir VIP’si olması lazım – ki bundan şu yazımda bahsetmiştim. Bu yüzden benim ev kamplarımın VIP’si iş temizlemek; sizinki spor yapmak, detoks yapmak, bir dil öğrenmek, bir sınava hazırlanmak ne isterseniz o olabilir.
Bunun yanı sıra o dönemde başka neler yapacağımı da belirliyorum: Spor yapmak, fotoğraflarımı arşivlemek, Mushaboom Dükkan’a ürün yüklemek, evi toparlamak gibi. Sokaklarda, seyahatlerde geçirdiğim zamanlarda fırsat bulamadığım şeyler yani.
Gelelim en önemli noktaya: Ben bu yapılacaklarımı gün bazlı bölmüyorum. Yani “Her gün dokuz saat çalışacağım, bir saat ev düzenleyeceğim.” gibi bir kırılıma gitmiyorum. Bunu yaptığım dönemler oldu, çok büyük bir hataymış, artık yapmıyorum. Çünkü insanın vücudu, ruh hali her gün aynı ritmde olmuyor. Benim için planlama yaptığım dönemlerde bir günün önemi yok, totalde ne yaptığım önemli.
Yani kendime günlük bir plan çıkartırsam şöyle bir mantık hatasına sebebiyet veriyor. Mesela kendimi kaptırmış müthiş çalışıyorum, çok odaklıyım. Listemde işe ayrılan zaman doldu diye işi bırakıp blog niye yazayım? Veya tam aksine o gün odaklanamıyorum, işler çok yavaş akıyorsa kendimi niye boşu boşuna bilgisayar başında tutayım?
Bu verimliliği çok azaltan bir yaklaşım. Hiçbirimiz robot değiliz, kağıt üzerine o zaman aralığına bir şey koyduk diye, vücudumuz ve zihnimiz buna göre hareket etmiyor. Önemli olan listede yapılacak işler olarak belirlenmiş işleri o dönem içinde mümkün olduğunca çok yapmak.

Göz Önüne Alınması Gereken Dış / Fiziksel Koşullar
Ben normalde planlamalarımı oldukça sert yapan biriyim ve katı planlamalar yaparım. (Bundan da bir örnek gelecek günlerde paylaşırım.) Brezilya’dan döndüğüm dönem için o kadar keskin sınırlar belirlemedim. Çünkü vücudum jet-lag yaşıyor olacaktı. Çok sık dışarıda toplantıya gitmem gerekecekti, yolda harcayacağım zamanları bilmiyordum, ayrıca havaların çat diye soğuması sebebiyle vücudumun adaptasyon sorunları da olacaktı. Bunları inkar etmeye gerek yok. Bu tip göz önünde bulundurmanız gereken faktörleri dikkate almanız, her şeyi kolaylaştırır.
Benim Ajanda Sayfam
Bunu da bana çok soruyorsunuz, sanırım çok havalı bir ajanda kullandığımı düşünüyorsunuz, ancak tam aksine, benim planlamam tek bir sayfa. Mutfak tezgahımın üzerinde, hep gözümün önünde.
Ben bazen online bulunabilen “habit tracker”ları kullanıyorum, bazen de kendi ajandama kareler çiziyorum. Brezilya’dan döndüğüm döneme ilişkin olan sayfayı aşağıda bulabilirsiniz. 21 günlük bir habit tracker sayfası kullandım, ama benim için yukarıda da belirttiğim gibi 21 gün boyunca hepsini her gün yapmak yaklaşımında değilim ben. Hatta renklere baktığınızda her gün yaptığımın sayısının farklı olduğunu görebilirsiniz.

Ne iş yapacağımı buraya yazmıyorum, işlerim Microsoft Planner’ımda listeli. Bitirdiğim her bir iş için bir kutucuk işaretliyorum. Basit bir telefon görüşmesini, bir mail cevaplamayı işten saymıyorum. Sözleşme yazmak olabilir, bir toplantıya katılmak olabilir, bir genel kurul yapmak, imza sirküleri düzenlemek, inceleme raporu yazmak olabilir iş saydığım şeyler. Kaç saat harcadığıma da bu planlamamda bakmıyorum, amaç iş bitirmek, biten iş sayısı önemli benim için.
Saat bazlı raporlamayı ayrıca tutuyorum- şu yazıdaki 4. madde. Bu dönemde 21 gün içinde 91 tane iş bitirmişim örneğin -muazzam bir sonuç. Bir sürü kişinin bu işi iki ayda bile çıkartamayacağından eminim. Konu benim daha iyi olmam değil, işin sırrı benim dedike ve konsantre olmam ile “Denge seni korumaz, sınırlandırır.” felsefesi.
Bence bu dönemde başka hiçbir şey yapmamış olsam bile “woow çok verimli bir dönemmiş” derdim bu döneme. Diğer başlıkların hiçbirinde 21 sayısına ulaşamamışım. Zaten öyle bir çabam da yoktu, onlar ana konseptlerimi destekleyen başlıklardı ve 1 > 0 her zaman. Şu yazıda belirttiğim gibi, önemli olan VIP kalemi yapmak.
Yine de bu dönemde 91 iş temizlemenin yanı sıra, 17 saat sosyoloji çalışmışım, 6 blog yazısı yazmış, 14 GB fotoğraf ayıklamış, 13 kere de yoga veya egzersiz yapmışım. Aynı zaman dilimi içinde çok uzun zamandır görmediğim iki arkadaşımla Ali Baba’da ve İsmet Baba’da iki ayrı güzel akşam geçirdim, Shengen Vizesi başvurusu yapıp, vizemi yeniledim. Brezilya’da aldığım kiloları verdim, valizlerimi boşalttım, evimi derleyip topladım. Şahane bir 21 gün değil mi? (Hatta daha doğrusu 18 gün. Çünkü amaçladığım noktaya gelince erken bitirdim ev kampımı bir de Dedeağaç’a gidip geldim. 😀 )
Eğer planlama yapmayanlardansanız, geçtiğimiz 21 günde neler yaptığınızı bir düşünün ve hayatınızı planlamanın neler yapmanızı sağlayabileceğini…
“Her dönemini böyle planlıyor musun?” diye soranlar için de, genellikle evet. Hayatımın her döneminin belli bir konsepti var. Plansız dönemlerim bile “Bu dönem plan yapmayacak, canım ne isterse onu yapacağım.” şeklinde bir plana sahip aslında.
Hepiniz düşündüğünüzden daha fazla enerji ve zamana sahipsiniz. Hakkını vererek kalın!

“Planlama -3: Ev Kamplarım ve Benim Ajandam” üzerine bir yorum