Beslenme hakkında araştırmalar yaptıkça ve kitaplar okudukça kafamın daha çok karıştığı bir gerçek. Birinin ateşli biçimde savunduğu bir beslenme biçimini, bir diğeri kesinlikle uzak durulması gereken uzun vadede vücuda büyük zarar verebilecek beslenme biçimi olarak tanımlıyor.
(Bu arada kitap tavsiyelerini artık burada yazmıyorum. Okuduğum her kitap hakkındaki görüşlerimi tek bir noktada toplamak pratik oluyor. Hepsini Goodreads’teki hesabımdan takip edebilirsiniz.)
Bütün bu araştırma ve okumalarım sonucunda, kesin olarak kabul ettiğim şeyler şunlar oldu:
Yapay şekerden ve paketli katkı maddesi içeren her türlü besinden uzak durmamız lazım.
Çok sağlıklı gibi görünen gıdaları, doğru kaynaklardan satın almadığımızda, aslında pek de faydası olmuyor. Aşırı kimyasal kullanılarak yetiştirilmiş sebzeler gibi.
Karbonhidratı tamamen yaşamımızdan çıkartmaya gerek yok. Ama Türkiye’deki yaygın beslenme biçimimiz vücudumuzun ihtiyacı olandan çok daha fazla karbonhidrat tüketmeye dayanıyor. Bunu kısıtlamamız lazım.
Son zamanlarda farklı beslenme biçimleri denemiş biri olarak da, kendi deneyimlerim bana şunu çok net biçimde gösterdi: Kaliteli gıda tüketmek, cildi ve yaşam kalitesini gerçekten arttırıyor.
Deneyip çok beğendiğim yerli, sağlıklı ve lezzetli ürünlerden şu yazıda bahsetmiştim. Şimdi de buralardan aldıklarımla yaptığım ve gerçekten lezzetli olan bir kaç tarifle karşınızdayım:
1- Karnabahar Pizza:
Ketojenik beslenmeye başladığım ilk günler… Beğendiğim tarifleri denemek için rondo siparişi vermişim. Şirketteki asansöre biniyorum, elim kolum online siparişlerim ile dolu. Gayet genç ve centilmen bir adam bana paketlerimi taşımamda yardım ediyor. “Taşınıyor musunuz?” diye soruyor. Ben kendisine dakikalarca ketojenik beslenmeye başladığımı, karnabahardan pizza yapacağımı, normalde evde pek yemek pişirmediğimi o yüzden öncelikle bunları satın almam gerektiğini anlatıyorum. Elinde rondom, yüzünde garip bir gülümsemeyle beni dinliyor.
Birkaç hafta sonra, çalıştığım şirketler grubunun en üst yöneticisiyle bir toplantıya gireceğim. Daha önce hiç tanışmadığım biri. Nedense onun ileri yaşlı, kelli felli bir adam olduğunu varsayıyorum. Ve karşımda kimi buluyorum? Asansörde rondomun hikayesini anlattığım kişiyi. 🙂
Rondomu her kullandığımda aklıma bu sahne geliyor ve çok eğleniyorum.
Bu yüzden karnabahardan pizza benim için oldukça matrak bir hikayeye sahip. Hikayesi bir yana, yapması oldukça kolay bu tarif, sağlıklı olduğu kadar lezzetli de… Özellikle çocuğu olanların, çocuklarına karnabahar yedirmesi için süper bir yöntem olabilir bu pizza.
Bir kaç karnabahar çiçeğini, saplarından ayırıp, rondoda un haline gelinceye kadar öğütüyorsunuz. Bunun içine bir yumurta kırıp, bir de yapışmalarını sağlamak için rendelenmiş kaşar peyniri veya mozerrella ekliyorsunuz. Bunları karıştırıp hamur haline getirdikten sonra, yağlı kağıdın üzerinde pizza tabanı haline getirip, 200 derece önceden ısıtılmış fırında 20 dakika kadar pişiriyorsunuz.
Hamurunuz pişerken rendelenmiş domates, zeytinyağı ve kekik karışımını tavada pişirip domates sosunuzu hazırlıyorsunuz. Dilerseniz içine (doğal) salça ve acı biber de ekleyebilirsiniz. Doğal ve sağlıklı yemeğinize bolca kimyasal içeren hazır acı soslar filan karıştırmamanızı tavsiye ederim.
Hamurunuz piştikten sonra üzerine sırasıyla domates sosunuzu, peynirinizi ve dilediğiniz diğer bütün malzemeleri koyup, peynirler eriyene kadar tekrar fırına veriyorsunuz.
2- Sağlıklı Tart
Bir su bardağı yulaf ezmesini rondodan geçiriyorsunuz. Tamamen un haline gelene kadar öğütmek veya yulaf ezmesi olduğunu belli edecek kadar taneli bırakmak tamamen sizin tercihinize bağlı.
Bu yulaf ezmenizden az bir parçayı üstünde kullanmak için ayırıyorsunuz.
Geri kalanının içine olgun bir muz ve iki kaşık fıstık ezmesi ekliyorsunuz. Fıstık ezmeniz de lütfen şeker ilavesiz doğal versiyonlardan olsun. Ben Zennup‘tan aldığım hurmalı fıstık ezmesini kullandım. (Restoranını ne kadar sevmediysem de, market kısmından aldığım şeker ilavesiz fındık ve fıstık ezmeleri gerçekten lezzetli.)
Bu karışımı hamur haline getirip, yağlı fırın kağıdı üzerinde yuvarlak bir taban oluşturuyor, sonra kenarlarına biraz çıkıntı oluşturacak şekilde biraz daha hamur ekliyorsunuz.
Tartınızın tabanını 170 derece fırında on dakika pişiriyorsunuz.
Bu sırada iki tane olgun cennet hurmasının çekirdeklerini çıkartıp rondodan geçiriyorsunuz. Bunun içine de öğüttüğünüz yulaf ezmesinden biraz ekliyorsunuz ki, kıvamı katılaşsın.
Tart hamurunuzun üzerine bunu döküp birkaç dakika daha pişiriyorsunuz. Çıktıktan sonra üzerine ceviz koymanızı tavsiye ederim hurma ile çok yakışıyor.
Sonuç olarak 15 dakikada suçluluk duymadan yiyebileceğiniz vegan ve yapay şekersiz bir tartınız oluyor. 🙂
3- Ketojenik Tembel Kız Keki
İki kaşık badem unu, bir kaşık organik ham kakao (organik ham kakaonun tadı çok yoğun ve acı, o yüzden koyarken elinizi çok bonkör tutup kaşığı tepeleme doldurmayın) ve bir kaşık yumurtayı ve biraz kabartma tozunu karıştırıp, hindistancevizi ile yağladığınız kaseye döküyorsunuz. 200 derece fırında 10 dakika pişiriyorsunuz.
Bu çok lezzetli bir kek olmuyor, ama ketojenik beslenenler veya sıkı rejimde olanlar için tatlı ihtiyacı anında hayat kurtarıcı. Ben dilimlenmiş çilek ile tüketmiştim.
Böyle bir baskı altında değilseniz, içine incir ve üzüm gibi şeker tadı verecek kuru yemişler, fıstık veya fındık ezmesi ekleyerek biraz daha tatlı ve lezzetli bir versiyona dönüştürüp tembel kız keki yapabilirsiniz. Ama yukarıdaki tartın çok daha iyi bir tarif olduğunu belirtmeliyim.
Böyle pratik ve sağlıklı tarifleri bana link olarak yollarsanız onları da yapmayı deneyip sonuçlarını paylaşırım.
Lezzetle ve sağlıkla kalın!
Pırasaları mümkün olduğunca küçük doğrayın, üstüne glutensiz yulaf unu, zeytinyağı yumurta ve mümkünse ev yoğurdu veya çiftlik yoğurdu ekleyip elinizle hamur yoğurur gibi karıştırın, borcamla fırına sürün, 30 dakika 180 derecede pişsin. sonra üzerlerine kaşar ekleyip 5 dakika daha fırında kalsın. kaşarı baştan koyunca sünme olmuyor tadı yine de güzel oluyor. pırasayı bir tek böyle tüketebiliyoruz. malzemelerin ölçüsü çok önemli değil. bazen unu az bazen unu çok, bazen 1 yumurta bazen 3 yumurta, bazen yulaf unu bazen siyez unu, bazen yoğurdu boca ediyorum bazen 3 kaşık koyuyorum ama bugüne kadar hepsi güzel oldu.
BeğenBeğen
bir de balkabağından sebze köftesi yapıyorum, linki burada. bebeğim içi kendim ürettim tarifi ama oldukça besleyici. https://www.kendinleilgilen.com/2019/12/ek-gida-bebekler-icin-yumusak-sebze-koftesi.html
BeğenBeğen