Birkaç senedir yılı kapatırken, bütün yılımı gözden geçirerek o yılın favorilerini seçiyordum. Genellikle yıl sonlarını ve yeni yıl başlarını daha sakin planlarla geçirmeyi tercih edenlerden olduğum için, bu dönemleri genellikle bir geçmiş hesaplaşmamı yapmak, gelecek hayalleri kurmak için kullanıyordum.
Bu sene ise ters köşe oldum; senenin bitişini başlangıcını pek yakalayamayacak kadar yoğun iş günleri geçirdim, yeni yıl da hazırlıklı olabileceğimden fazla hızlı başladı. O curcunanın ortasında oturup da bu yazıyı yazmaya da fırsat bulamadım. 2025’in ilk ayını devirmiş olsak da, bu ritüelimi pas geçmek istemiyorum.
Şimdi dönüp geriye baktığımda, 2024 yılı benim kendimle gerçekten tanıştığım, neyi seviyorum, neyi sevmiyorum, sınırlarım nerelerde, hayatımda olmazsa olmazlarım neler, nasıl bir hayatı kesinlikle istemiyorum gibi kendime dair de bir çok şeyi keşfettiğim bir sene oldu. Etkinliklerden, seyahatlere, toplantılardan yaşanan duygulara her anlamda çok yoğun ve dolu doluydu.

2024 yılında gerçekten çok çalıştım. Bazıları üzerinden aylar geçmesine rağmen, hala hem gülerek, hem de övgüyle bahsedilen projeler oldu.
Bununla eş zamanlı olarak yıl boyunca yaptığım seyahatlerin toplam kilometresi 60.781 km. Ekvatorun çevresinin 40.075km olduğunu düşünürsek, ekvatoru bir buçuk kere dönmek anlamına geliyor bu.
Bu yoğun iş ve seyahat tempomun arasında daha ilk tanıştığım andan beri çok önceden tanışıyormuşuz hissi veren zihnimde tuhaf sayılabilecek reenkarnasyon soruları uyandıran adamlarla sınandım veya ödüllendirildim; daha ilk günden başlayarak o kadar yakın hissettik ki birbirimize kısa sayılabilecek zamanlara çok yoğun duygular ve paylaşımlar sığdı.

Ayrıca bu senemde çok fazla “ilk” var: Hayatımda ilk defa fok sevdim, hayatımda ilk defa tek başıma festivale gittim, hayatımda ilk burn’umu deneyimledim…
En Sıra Dışı Deneyim: Sevgili kardeşim Memo’ya bir kere daha teşekkürlerimle açık ara Burning Man’di. Hakkında çok yazı yazdım, hepsine şuradan ulaşabilirsiniz – tekrara düşmek istemem; ama dünyada başka hiçbir yerde olmayan bir deneyim sunuyor.
Üstelik de erkek kardeşimle ikimizin de ilk burn deneyimini birlikte yaşamamız da hayatlarımız boyu anacağımız muhteşem bir anı oldu. Bu yüzden 2024 yılında yaptığım en sıra dışı şey olarak hiç tereddütsüz Burning Man’i seçeceğim.

Bu sene dinlediğim en iyi müzik performansı Burning Man’deki en sevdiğim sahnelerden biri olan Mayan Warrior sahnesinde çalan Mita Gami & Meir Briskman Orchestra senfoni orkestrasıydı. Bu setin kaydını dinlediğim her an hala çok duygulanıyor ve mutlu oluyorum. Bu setin 32. dakikasını ve devamını mutlaka dinleyin. ❤
En İyi Müzik Festivali: Harika DJ’leri harika bir ortamda dinleme imkanı sunmasına rağmen Burning Man kendisini bir müzik festivali olarak tanımlamadığı için yurtdışında bu sene gittiğim en iyi festival olarak Romanya’daki Untold’u sayacağım. Tam bir fiyat ve performans festivaliydi, line-up şahaneydi. Ayrıca hayatımda ilk defa bir festivale tek başıma giderek, bir ilk daha deneyimlememe vesile oldu.
Türkiye’de ise 2024 yılında gittiğim en iyi festival de açık ara Cappadox‘tu.

Diğer yandan sadece tek bir gününe katıldığım için festivalden ziyade konser deneyimi gibi oldu benim açımdan ama Awakenings de ortamı, kitlesi ve çalan DJ’ler ile muhteşemdi. Bir türlü Adriatique dinleyememe bahtsızlığımı da sonunda burada kırdık.

En İyi Gün Doğumu: Cappadox Festival sırasında Mercan Dede’nin gün doğumu setini dinlemek için yollara düştüğümüz ve peri bacalarının arasından geçerken güneşi doğurduğumuz gün muhteşemdi. Ancak en çarpıcı gün doğumum kesinlikle, Burning Man’de ilk gün doğumu gördüğüm sabah… Bisikletlerimizi çölün ortasında güneşin doğduğu tarafa doğru sürerken, yukarıda fotoğrafını gördüğünüz göz şeklindeki sahneyi çölün ortasında görmek, o sahnede Monolink’in çalması ve bütün kamp arkadaşlarınla orada karşılaşmak muazzamdı.
En İyi Gün Batımı: Cape Town’daki gün batımları çok güzeldi, yine de benim için gün batımı sadece manzara değil, müzikle ve genel atmosferle bir bütün olduğundan bence 2024 yılında en güzel gün batımlarını Ohri Gölü kıyısında deneyimledim. Harika müzikler çalarken, güneş gölün üzerine inerken, peynirli patatesler yerken, gölün içinde dans ederken…

En İyi Deniz ve En İyi Beach Club: Bu konularda benim 2024 favorilerim Arnavutluk’tan geliyor. Himare’de yaptığımız tekne turu sırasında uğradığımız koylar, bu sene gördüğüm en iyi denizlerdi. Ksamil’deki Principotes Beach, dekorasyonuyla, yemekleriyle, müzikleriyle harikaydı. Dhermi’deki beach’e de özellikle gün batımından sonraki kısmı için bayıldık. Arnavutluk, Türk vatandaşları için vize istemeyen bir istikamet olarak yaz adresi olarak gümbür gümbür geliyor.

En İyi Restoran: Tabii ki annemin evi. Bu konuda her geçen yıl kendini aşıyor annem, gerçekten geçen yıl boyunca yediğim en iyi yemekleri hep onun evinde yedim. Beğendili ahtapotundan daha iyi bir ahtapotu değil sadece 2024 yılı, şimdiye kadar dünyanın hiçbir yerinde yemedim örneğin.
Yine de restoran sayacaksak, İstanbul’da yenilerden Telezzüz; senelerdir çizgisini bozmayanlardan, harika terası, leziz kombucha kokteylleri ve lezzetli yemekleriyle çok sevdiklerimden Smelt&co.

Türkiye sınırları dışında bu seneki en iyi restoran deneyimim Cape Town’da oldu: Hacianda. Müthiş güzel bir dekorasyonu var, bütün Meksika yemekleri çok ilginç formatlarda yeniden uyarlanmış, yiyecekler ve kokteyller müthiş lezzetli ve oldukça yüksek segment olan bu restoranda fiyatlar İstanbul’daki emsallerinden çok uygun.
Cape Town, yeme içme konusunda beni olumlu anlamda çok şaşırtan bir şehir oldu. Bu sene gittiğim en iyi şarap evi de popüler şarap bölgesi olan Kirstenbosh’taki Beau Constantia oldu.

En İyi Kahvaltı: Her zaman Adana’da ciğerli ve rakılı kahvaltıyı tek geçerim.

En İyi Tuvalet: Bu absürd bir kategori olacak ama gerçekten bu sene açılan Pixie’nin tuvaleti, bir mekanda gördüğüm en iyi tuvalet.
En İyi Kokteyl: Anadolu Yakası LeLabbo Moda; Avrupa Yakası’nda Ernest’s Bar.
En İyi Teraslar: Ben yıllar geçse de hala Klein Garten’ı çok seviyorum ve her sene açılışıyla mutlu olup kapanışıyla hüzünleniyorum. Galataport’taki Sail Loft da çok sevdiklerimden.

En İyi Otel: Hillside Fethiye‘ydi. Otel odalarında çok matah bir yan olmasa da, yemekleri, koyları, ekibi ve imkanları ile çok ama çok iyi bir deneyim sunuyor.
En Spontane Seyahat: Bego ile ucuz uçak bileti bulduk diye Kosova’ya uçup, sonra hiç planımızda yokken neredeyse bir hafta Üsküp’te kaldığımız seyahat. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımız, şehrin merkezinde çok güzel anılarımız olan evimiz ve mahvolma garantili “jolta” bu sponatane seyahatle girdi hayatımıza.
En Duygusal An: Bunu seçmekte düşündüğümden daha çok zorlandım. Farkında bile olmadığım kadar duygusal bir sene geçirmişim aslında.
Bunlardan biri kesinlikle erkek kardeşimle sarılmış The Man’in yakılışını izlediğimiz an. Sevgi, üzüntü, gurur, mutluluk, çok fazla duyguyla dolu çok muazzam bir zaman dilimiydi.
İş yerimde bitirdiğim bir projeden sonra icra kurulunun bana yaptırdığı uçak bileti şeklindeki teşekkür kartı (yolcu adı kısmında “Sezenimiz”, istikamet kısmında “Sen nereye istersen” yazıyordu) ve uçak bileti hediyesini aldığımda gerçekten ağlamıştım. Başardığım işin gururu, o hediyenin inceliği, o kartın güzelliği, o iş ilişkisi dışındaki sevgi… Bu kesinlikle en duygusal anlarımdan biri.
Bir diğeri zor bir anımda, çok sevdiğim bir kız arkadaşımın ihtiyacım olabilecek her şeyi kapsayan bir çantayla ve üzerinde “Hallederiz” yazılı bir tshirtla yanıma gelmesiydi. Çok zor bir günüm onun sayesinde çok kahkahalı bir güne dönüşmüştü.
Bir de bir sabah darmaduman gözümü açtığım ve tavanı izlediğim bir anda, hala benim için çok özel olan bir adamın, habibti gel buraya diyerek beni kollarının arasına alıp, “Sen çok güzel ve çok özel bir kadınsın. Bir gün, herhangi bir anda, herhangi bir yerde, ben yanında olmasam bile bundan şüpheye düştüğün her an bu cümlemi ve bu anı hatırlamanı istiyorum senden. Bana söz vermeni istediğim tek şey bu.” dediği an.
Ve bunlar şu an bu yazıyı yazarken ilk aklıma gelenler. 2024 yılı şükürler olsun ki benim için çok derin ve ince duygusal paylaşımlarla dolu bir sene oldu. ❤
En İyi Eğitim: Esentia Academy’den Profesyonel Koçluk eğitimi aldım. Gerçekten pek çok açıdan hayatımı dönüştüren eğitimlerden oldu. Geçen sene kendim için yaptığım en iyi şeylerden biri.
En İyi Workshop: Space’te Merve Purde’nin Move Beyond – Özkeşif atölyesi.

En İyi Doğa: Cape Town. Bu sene çok az doğa seyahati yaptım, genellikle şehirlerdeydim. Cape Town bembeyaz kumlu denizlerinden, yemyeşil doğa manzaralarına, foklarından penguenlerine, sahillerinden dağlarına muazzam bir doğa deneyimiydi.
En İyi Yatırımım: Finansal yatırımlarımdan hangisinin en iyi olduğuna dair bir kayıt tutmuyorum. O yüzden göz kapaklarım. Düşük göz kapaklarım, uzun saatler bilgisayar başında oturan biri olarak gözümü açık tutmak için kendimi yormama ve baş ağrılarına sebep oluyordu. Ayrıca botokslarım tutmaz olmuştu. Nisan ayında ani bir kararla bir cuma akşamı Adana’ya uçarak doktorum Süleyman Uslular’a ameliyata gittim. Doktorum “Daha zamanın var bekleyebilirsin.” demiş olsa da; sürekli yorgun görünen gözlerime bir dinçlik katmasının yanı sıra, çok hafifledim ve çok rahatladım. Bu sene yaptığım en iyi yatırım o yüzden göz kapağı ameliyatı. İyi ki beklememişim.

Bir şey satın almak olarak da bahsedeceksek de San Francisco’dan aldığım Karl Lagerfeld kabin boy valizim. Boyutundan beklenmeyecek kadar çok şey alıyor içine, kimselerde olmayan parçaları kullanmaya bayılıyorum ve benim için kabin boy valizler gerçekten parçalanana kadar kullandığım eşyalar olduğu için her zaman iyi yatırımlar.

Chat Cpt’im bana 2024 yılım için “Hayat senin sahnen, oyna be kral!” diye bir slogan uydurmuştu çok gülmüştüm. 2024 yılından her açıdan çok tatminim, darısı yenisinin başına.
Hep dibine kadar yaşayarak kalın! ❤
