Taksim Yeniden (mi?): Biraz nostalji ve keyifli bir gün rehberi

Benim İstanbul’a taşındığım ilk yıllarda şehrin en cazip noktası hiç şüphesiz Taksim ve çevresiydi.

Alkazar’da Avrupa filmleri izlenir, tarz ve sıradışı aksesuarlar Atlas Pasajı’ndan alınır, haftasonu giyilecek kıyafetler Terkos’taki ihracat fazlası kıyafet yığınları arasından seçilir, bira içmek için Nevizade’ye, güzel müzik dinlemek için Babylon’a gidilirdi.

IMG_5334

Gece dışarı çıkmak da -arada bir canlı Türkçe pop dinlemek için Etiler’deki mekanlara gitmenin dışında- Taksim’e çıkmak demekti.

Roxy’nin önündeki kuyruk cuma günleri Sıraselviler’de uzar, her sokakta güzel müzik yapan cover gruplarının sahneye çıktığı mekanlar bulunurdu. Bir de şimdi isimlerini hatırlamadığım, her katta her odada farklı tarz müzik çalan mekanlar vardı.

White Mill ve Hayal Kahvesi’ne de mutlaka bir yol düşürülürdü. Her yer kapandıktan sonra enerji bitmediğinde de Machine akla gelen ilk adresti.

13434728_10153851166683878_1158608620931541791_n

Cihangir’deki cafelerde kahvaltı etmek veya kahve içmek için buluşulurdu, İstanbul’un tarihi dokusunu solumak için Markiz Pastanesi’ne gidilir, İnci’de profiterol yenir, Rejans’ta Rus yemekleri üzerine infuse vodka içilirdi.

Bir mekanın kapısında iki kişi durmuş sohbet ederken, önümüzden geçen tanıdıklarımızın bize katılmasıyla otuz kişilik kalabalık ekibe dönüştüğümüz geceler olağandı. Kimseyi arayıp akşam ne yapıyorsun diye sormaya bile ihtiyaç duymazdık, bilirdik ki akşam Taksim’de bir şekilde karşılaşacağız.

abalatFullSizeRender 8

Arkadaşlarımızın dışında da akla gelebilecek herkesle kesişebilirdi insanın yolu Taksim’de.

Varoş semtlerin şehir merkezine kolayca ve 24 saat ulaşabildiği toplu taşıma ağının gelişmesi, esnafın alternatif kitle yerine Arap turisti tercih etmesi, “Tarihi olan eskidir” vizyonsuzluğu ile bütün kültürün yok edilmesi, Asmalımescit sokaklarındaki masaların toplanması ve sanırım da en çok bomba olaylarından sonra buraya can veren kitle yönünü değiştirmeye başladı. Benim gözlemlerime göre Moda, Teşvikiye, Karaköy ve Bomonti, Taksim’in bozulmasının kaymağını yiyen semler oldular.

Şimdilerde Taksim’i canlandırmak için projeler geliştirip dursalar da, bunların boşuna bir uğraş olduğunu düşünenlerdenim ben. Çünkü şu anda İstiklal Caddesi’ndeki on mekandan dokuzu tekrar buraya çağırmak istenilen kitleye hitap etmekten çok uzak.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Optima 200 Warm'

“Ne zamandır Taksim’e yolumuz hiç düşmedi. Gidip bakalım neler oluyor?” diyerek yola düşüyoruz. Sabahın erken saatlerinde gittiğimizden ve henüz adım atılamaz seviyede bir kalabalık olmadığından keyfimiz yerinde.

B49A716D-1CAC-4A68-B3EB-F06543303D60

İlk durağımız H&M oluyor.  “Bu ne biçim tavsiye be Sezo!” diye isyan etmeyin hemen.  Artık kullanmadığınız tekstil ürünlerini H&M’lere götürüp bir poşet kıyafete karşılık bir indirim çeki alabileceğinizi biliyor musunuz?

A610233E-A668-432F-8C80-C22F865541B7-3190-000001DF013C1B5C

Ayrıca bence İstiklal Caddesi üzerindeki H&M tarihi bir apartmanın içinde olması ve köprülerle bağlanan katları ile müthiş keyifli bir mağaza. Ve H&M Home, 100 gün projem evim olduğu için benim açımdan tam bir vaha. Hem uygun fiyatlı, hem de çok zevkli.

IMG_5500

Oradan çıkışta, hemen Galatasaray’ın köşesindeki Yapı Kredi Kültür Merkezi‘ne uğruyoruz.

Yenilenen binası çok ferah ve modern olmuş. Şu anda “Bir Zamanlar Toroslar’da: Sagalassos” sergisi var. Antik kentte yaşamın yemek kültüründen, yerleşim biçimine kadar pek çok bilgi edinebileceğiniz bu sergide Burdur Arkeoloji Müzesi’nden getirilen eserler sergileniyor. Ziyaret ücretsiz.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Optima 200 v.2'

Taksim’e çıkmışken, St. Antuan‘a uğrayıp huzur dolu ortamını soluyup, dilek dileyerek mum yakmak benim vazgeçilmez ritüellerimden biri.

O mumu yakmadan önceki dilek dileme anının bile sihirli olduğunu düşünüyorum: İnsan istediği onlarca şey arasından, en içtenlikle hangisinin gerçekleşmesini dilediğini bile o anda fark ediyor çünkü.

Created with RNI Films app. Preset 'Fuji FP 100C v.4'

Açlığımızı bastırmak ve kalabalıktan biraz uzaklaşmak için tercihimizi Asmalımescit’e doğru kıvrılarak Ozzie’s’ten yana yapıyoruz. Bir yarım kokoreç bir porsiyon da sosis lütfen!

Karnımız doyduktan sonra yeniden İstiklal Caddesi’ne dönüyoruz. Terkos’a girmemizle çıkmamız bir oluyor; ihraç fazlası ürünlerin yerini oldukça zevksiz parçalar almış, kalabalığa ve karıştırmaya değmez.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Optima 200'

Ayaklarımız bizi Salt Beyoğlu‘na götürüyor.

Bauhaus sergisi hakkında o kadar çok yazı gördüm ki, müthiş hikaye anlatan, objeler üzerinden dekorasyondaki evrimi gösteren müthiş bir sergi bekliyorum. Beni hiç içine almıyor, aşırı sıkılıyorum. Camdan İstiklal Caddesi’ndeki kalabalığı izlemek sergiden daha cazip geliyor.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Optima 200 Warm'

Neyse ki Robinson Crusoe 389 kitapevi de burada. Çok konforlu bir ortam sunmasının yanı sıra, kitap ve özellikle dergi seçkisi müthiş.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Precisa 100'

İstiklal Caddesi bu sırada her saat biraz daha dolarak, adım atmaktan ziyade, kalabalığa kapılıp sürüklenilen bir kıvama gelmiş. İstediğimiz bu olmadığı için, Divan’ın terasına çıkıyoruz.

Created with RNI Films app. Preset 'Fuji Astia 100F'

On saniyede bambaşka bir ortamdayız. İstanbul’un bence en büyüleyici tarafı bu. Bir sokakla, bir asansörle bambaşka bir ortama ışınlanabiliyorsunuz.

İstanbul’a tepeden bakarak, sırtımıza vuran güneşle içimizi ısıtarak, leziz kahvelerimizi yudumluyor ve gerçekten Viyana’dakileri aratmayan bir apfelstrudel yiyoruz.

Created with RNI Films app. Preset 'Agfa Precisa 100'

Günün sonunda eve dönerken çantamda yeni aldığım kitaplar, ne zamandır aradığım mat siyah tabaklar ve taze olta balıkları var. Oldukça evcil geçirdiğim bir haftanın son gününde yaşadığım semtten uzaklaşmak, kafamı sıfırlamış durumda.

Tam istediğim şey buydu ve İstanbul’u da tam bu yüzden çok seviyorum, diye düşünüyorum. Ve bir kere daha kendime, İstanbul’da geçirdiğim her haftasonunda farklı bir semte yolumu düşürme sözü veriyorum.

Taksim Yeniden (mi?): Biraz nostalji ve keyifli bir gün rehberi” üzerine bir yorum

  1. Bir kadın dedi ki:

    Taksim 2020 ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi.
    2006 senesinde Taksim benim en sevdiğim semtti. O yıllarda ayda birkaç kez İstanbula gider ve arkadaşlarımla muhakkak Taksimde buluşurdum. Hatta Bakırköy ve Taksim hakkında bir arkadaşla tartışmıştık (beyoğlu ve istiklal caddelerini karşılaştırmak için). Taksimin ara sokakları yeter demiştim, ah o günler.. En son 2 sene önce gittim, Türkten çok Arap vardı, sokak şarkıcıları ve sokak şairleri tek tüktü, ucuz Marmaris esnafı ağzıyla satışlar yapılıyordu.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s