İkinci hayatın, tek bir hayatın olduğunu anladığında başlar.

Herkesin sürekli yapmaya niyet ettiği, kendisine sözler verdiği ve asla yapamadığı bir şeyler vardır ya hani… Kendimizden emin bir biçimde “Bu sefer kesin.” deriz. Bizi tanıyanlar, alaycı ve sevecen bir gülümsemeyle “Küllahıma anlat.” manasında bir “hı hı, tabii” der.

Benim artık inandırıcılığını tamamen kaybetmiş klişe cümlem: “Bu aralar biraz dinlenmem lazım.”

Her seferinde kendimden emin bir biçimde, “Yok bu hafta hiç bir plan yapmayacağım. Evde yayılacağım. Artık biraz dinlenmem lazım.” diyorum. Çok da inanıyorum buna. Gerçekten de oldukça kararlı olduğumu düşünüyorum.

Sonra bir bakıyorum, yine upuzun yapılacaklar listeleri hazırlamışım, whastup gruplarından her plana -ve hatta aynı günde çakışan planların hepsine- “Ben geliyorum.” diye söz vermişim. Rujumu sürmüş sokaklara düşmüşüm veya çantamı toplamış uçak bekliyorum.

IMG_2221.JPG

“FOMO nedir?”in vücut bulmuş, ayaklı örnek vakasıyım.

Sabahın gerçekten köründe işe gidip akşama kadar çalışırken, mba yüksek lisansı yaparken, bir sene içinde yaklaşık 30 seyahate çıkmış bir insanım.

Evde birkaç saat uzanmaya niyetlendiğinde, mutlaka bir kurs veya bir girişim fikri ile herkesin beynini ütüleyen, hiç olmadı birkaç dolap devirip, detaylı temizliğe kalkışan bir modelim.

Ne yalan söyleyeyim, bunu çok seviyorum aslında. Çok keyif alıyorum. Bir hayata, üç kişilik uğraşı sığdırabilmeye bayılıyorum.

Diğer yandan, vücudum bu yüklemeyi benim kadar sevmiyor. Ne zaman ki, uykusuzluktan gözlerim çok şişiyor, ne zaman kafamı bir yere koyduğum saniye nerede olursam olayım rüyalar görecek kadar derin uykulara dalmaya başlıyorum, ne zaman ki arkadaşlarım “Sezen uyumuyor, bariz ölüyor.” diye bu halimi espri konusu yapıyor, “Bu aralar biraz dinlenmem lazım.” cümlesini dilime doluyorum.

Fakat “bu aralar” bir türlü gelmiyor.

Tek bir istisnası var: Babamın keşfedip, hepimize harika bir yuva haline getirdiği Teos. Orası benim sığnağım. Adım attığım anda, tamamen biyolojik saatime uyum sağladığım, derin ve uzun uykular uyuduğum, sağlıklı ve iyi beslendiğim, doğayla buluştuğum yer. Bir nevi benim şarj ünitem.

IMG_2031.JPG

IMG_1947.JPG

En sevdiğim deniz orada, yediğim en lezzetli yemekler annemin mutfağında, en güzel gün batımı keyfi oradaki terasımda, en güzel çimler oradaki evde.

IMG_2170.JPG

IMG_2144.JPG

Haliyle, upuzun bayram tatili kapıya dayanmışken, soluğu Teos’ta aldım. Üstelik bu sefer, kedim Luna’yı da beraberimde götürdüm.

IMG_1877 2.JPG

Her zaman kabin boy bagajla seyahat etmekle övünmemin inadına, bu sefer Luna’nın eşyaları, okumak istediğim kitaplar, 100ml’yi aşan kozmetikler, deniz yatakları gibi oyuncaklar derken, bir sürü eşyayla gittim.

Günlerce döne döne güneşlendim. Şişelerce hindistancevizi yağına bulanarak, binlerce midye, sarma, kabak çiçeği dolması yiyerek… Sıcakladığımda, akvaryum gibi denize atlayarak… Yüzlerce sayfa kitap okuyarak…

IMG_2048.JPG

Şehre dönmüşken, yeni sezona hazırlanırken, kitaplara gömülmek isterseniz diye, bu günlerde okuduğum kitaplar karşınızda:

IMG_1917.JPG

İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında BaşlarRaphaelle Giordano 

Yeni Pasaj Yayınları, 237 sayfa.

Aslında hayatında mutsuz olmak için hiç bir sebebi olmayan ama yine de kendisini tükenmiş hisseden bir kadın başkahramanımız. İşi, kocası, çok sevdiği bir oğlu, güzel bir evi var. Ama her şeye rağmen, içinde bir boşluk ve ruhsal bunalım hissediyor.

Bir gün, işlerinin çok ters gittiği bir gün, yolu bir rutinolog ile kesişiyor. Kendisine “akut rutinizm” teşhisi konuluyor. Bu, çoğunlukla aynı belirtilerle ortaya çıkan bir hastalık. Bu belirtiler de, motivasyon eksikliği, müzmin bir kasvet hali, anlam ve yön kaybı, bıkkınlık, maddi her şeye sahip olup kendini bir türlü mutlu hissedememe.

Pekala tahmin edebileceğiniz üzere, rutinologunun tavsiyelerini takip eden başkahramanımız, minik dokunuşlarla kendisine yepyeni bir hayat kuruyor.

Az çok spiritüel konulara ilgi duydusanız ve kişisel gelişim kitapları okuduysanız, bu kitap size bilmediğiniz yeni bir şey vermeyecektir. Ama güzel bir roman kurgusunda hepsini hatırlamak için keyifli bir seçenek.

Benim çok sevdiğim, “Olaylara karşı tavrını değiştirmek, hayatını değiştirir.” yaklaşımına  güzel de bir örnek.

“Bir insanın arzuları doğrultusunda şekillendirmeye cesaret edemediği; kendi değerlerine, çocukken kurduğu hayallere veya koyduğu hedeflere sadık kalamadığı için hayatı ıskaladığı duygusuyla yaşaması kadar korkunç bir şey olamaz.”

“Bir zamanlar balta girmemiş vahşi bir orman gibi olan aşk hayatımız, mevsimler boyunca biçim değiştirerek bugün Fransa’nın meşhur parklarına benzer hale gelmişti: planlanmış ve dümdüz budanmış. Oysa aşkın coşup taşması, kıvılcımlar saçması, köpürüp fışkırması gerekmez miydi?”

“Korkuyorum, demek yerine, ‘Çok heyecanlıyım.’ demeye ne dersiniz?”

IMG_2057

Şezlong Savaşlarıİdil Hazan Kohen 

Dex Yayınları, 256 sayfa.

Evlenmeyi hayal ettiği sevgilisinden ayrıldıktan sonra kendisini bir tülü toparlayamayan bir kadının, kendisinden oldukça genç stajyerinin bekarlığa veda partisi için, onun arkadaşları ile Çeşme’de geçirdiği bir haftasonunun öyküsü.

Kapağı şahane, karakterler güzel. Çok matrak bir öykü anlatıyor. Diğer yandan, dili oldukça kötü.

Beni, yazarın sürekli bunun üçüncü kitap olduğunu bağırması rahatsız etti okurken. “Hem zaten üç kitaptır anlatmaya çalışıyorum.”, “Eh bu hızla gidersen üç kitapta bir senin bir nişanını görmek nasip olur.”, “Şakir Abi’yi ilk kitaptan bilen bilir.” gibi…

Yine de kafa yormayacak, matrak bir şeyler okumak isterseniz aklınızda bulunsun.

“Kaan’dan sonra ilk defa zorlanmadan güldüğümü, beş kilometre koşmadan da kalbimin çarptığını, dondurma kabının kapağını kaldırmadan da heyecanlandığımı hissedebilmek çok güzel.”

IMG_2155.JPG

Mezeleri GüzelErdem Aksakal 

Ot Kitap – 160 sayfa.

Deniz yatağının üzerinde bikiniyle yatarken, beyaz yakalı hayatına dışarıdan bakıp, aslında bir parçası olduğum döngüye kahkahalarla gülmemi sağladı bu kitap.

Anlatılanlar çok ironik, ama bir o kadar da gerçek. Şahsen ben bu kitapta anlatılan her karakteri yedi yıllık kesintisiz beyaz yakalılık kariyerimde birinci elden deneyimledim.

‘Türkiye’de beyaz yakalı olmak nedir’i anlamak isteyen herkese bu kitabı şiddetle tavsiye ederim. Dışarıdan havalı görünen plazaların içindeki insanların sıkışmışlıkları, işverenlerin ustaca onları uyuşturmak için kullandıkları taktikler, oldukça komik bir dille anlatılmış.

“Artık diploma ile gelen bir saflık mı, yoksa motivasyon eğitimlerinin yan etkisi mi, her ne ise, patrondan çok patroncudur genellikle. Şirketin sahibi, yabancı bir holdingten iyi bir teklif gelse de satıp kurtulsam diye düşünürken, beyaz yaka, sabahlara kadar şirketini över. Şöyle karlı, böyle vizyoner, büyüme oranı yüksek bilmem ne.”

“Omurgasızlıkların en acınası bu ‘işini sevmek’ teranesidir. Pardon da neden seviyorum ben işimi? Açıkçası sadece para kazanmak için ordayım. Her gün on iki saatimi, senin para kazanmana, küpünü doldurmaya, küpün dolduktan sonra da taşanlardan üç beş kuruş nasiplenmeye adıyorum. (…) Sevdiklerim uğruna ödediğim bedelsin. Neyini seveyim senin patron? Sabah 6:45’te çalan alarmsın, eğitimime kişiliğime vurulan hakir görme kibirisin kimi zaman. Neden senin hayalin benim hayalimmiş gibi davranıyoruz?”

IMG_2159.JPG

Aradığın Her Şey: Jeff Bezos ve Amazon ÇağıBrad Stone

Pegasus Yayınları, 447 sayfa.

MBA kapsamında okuduğum en ufuk açan, en sıra dışı iş kitaplarından biri. Amazon’un başarısının “Adam müthiş bir fikir bulmuş, yürümüş gitmiş.”in çok ötesinde, zaman zaman vahşilik boyutuna varan, aynı zamanda sayısız başarısızlık içeren, olağandışı bir emek ile oluştuğunun tarafsız bir anlatımı.

Roman gibi akıcı değil; ama inanılmaz kapsamlı. Okulda öğrendiğimiz “doğru”lardan başka doğrular da olabileceğinin aydınlanmasını yaşatan bir hikaye.

Özellikle MBA öğrencilerine, iş kurmayı planlayanlara, yaratıcı bir fikir bulmanın tek başına yetmeyeceğini fark etmeye ihtiyacı olanlara şiddetle tavsiye ederim.

Okuyarak ve keşfederek kalın!

İkinci hayatın, tek bir hayatın olduğunu anladığında başlar.” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s