Evde Kal Günlükleri -2: Pasif ve depresif mi, ışıldayarak, bilinçli ve fit mi çıkacağız?

Rakamların artış hızının ürkütücülüğünü, bu garip sürecin ne zamana kadar devam edeceğinin bilinmezliğini ve sağlam çıkıp çıkamayacağımızdan emin olmamayı bir kenara bırakabildiğimiz anlarda, bu virüsün hayatımıza diğer yansımalarını tartışıp keyifleniyoruz.

“Uzun zamandır yaşadığımız en eşit, en erişime açık günleri yaşamıyor muyuz?” diyerek buna onlarca örnek vermeye başlıyoruz.

Elbette maaşını almazsa temel ihtiyaçlarını dahi karşılamaya devam edemeyecek kişiler var, işi gereği sürekli riske temas ederek işe gidip gelmek zorunda olanlar da… Bu kişilerin sayısının yaşadığımız ülkede hiç de istisna kabul edilemeyecek kadar çok olduğu tartışılmayacak bir gerçek. Bu yüzden evde oturup da “sıkılıyorum” diye isyan edenlere kızıyorum ben. Sıkılacak kadar kafası rahat olabilen herkesin “Şanslıyım” diyerek şükretmesi gerektiğini düşünüyorum.

Created with RNI Films app. Preset 'Technicolor 2'

Ben bir nevi rulet oynayanlar kategorisindeyim. Maddi bir ihtiyaç içinde olmasam da, çok severek yaptığım işim, benim haftanın birkaç günü fiziken şirkette olmamı gerektiriyor. Bugün kapıları tamamen kapatıp paydos ilan etmenin, sonraki günlerde finansal istikrar için büyük darbeler yaratacağına da içtenlikle inandığımdan, bu süreci mümkün olduğunca evde, gerektiğinde ihtiyaç kadar dışarıda yürütüyorum.

İlk defa bir krizde, “Amaaan ülke yansın, bana ne, param var / vatandaşlığım var Avrupa’ya giderim, Amerika’ya giderim. Orada yaşarım.” cümlelerini hiç duymuyorum. Elbette maddi güvencesi olanlar daha konforlu bir sosyal uzaklaşma deneyimleyebiliyor. Diğer yandan kaçıp gidememek, herkesi psikolojik açıdan aynı noktaya çekiyor. Hatta virüs taşır mı diye yardımıcısını eve alamayanlar, yıllar sonra ilk defa kendi çocuğu ile ilgilenmek zorunda kalanlar var.

Benim hep eleştirdiğim şeylerden birisiydi; bu ülkede kültürel etkinliklerin, konserlerin, kursların öğrenci bütçesi için çok yüksek fiyatlandırılması, en erişmesi gereken kitlenin maddi gerekçelerle bunlardan uzak kalması… Bir çok yoga merkezi spor salonu derslerini instagram ve/veya Youtube üzerinden canlı yayınlamaya, restoranlar tariflerini paylaşmaya, her akşam müthiş online konserler yapılmaya başlandı… Evde sağlam bir internet bağlantınız varsa, Türkiye ve hatta dünya hiç olmadığı kadar çok ücretsiz kaynak sağlamaya başladı. Bir define!

Created with RNI Films app. Preset 'None'

İnkar edemeyeceğimiz bir gerçek var, bu dönem bütün bunlara rağmen keyifli bir dönem değil. Ne kadar süreceğini bilmemenin belirsizliği de bizi kaygıya sürüklüyor. Bütün bu bilinmezlikler arasında kontrol edebileceğimiz tek şey bu süreci ne kadar verimli ve bilinçli geçireceğimiz. 

Bilinç ile kastettiğim; mantıklı ve efektif bir sosyal uzaklaşma sağlamak. Tamamen eve kapanmak hiç dışarı çıkmamak değil. Düşünsenize üç ay evden hiç çıkmazsanız, çıktığınızda nasıl bir adaptasyon sorunu yaşayacağınızı.

Sokağa çıkmayıp komşusuna gidenleri, arkadaşlarının sağlam olduğunu varsayanları da anlamıyorum.  Arkadaşlarınıza online olarak bağlanın. Sokağa gerçekten ihtiyaçlar ve gerekli haller için dışarı çıkın. Bunalınca, tek başınıza güzel bir yürüyüş yapıp geri gelin. Bilinçli ve etkili sosyal uzaklaşma bunu gerektirir.

IMG_7469 kopya

Verimlilik kısmına gelirsek… Aslında evden çalışmak bizim kuşağın yıllardır olması gerektiğini iddia ettiği bir sistemdi. Neden bunun hakkını vermeyelim ki?

Bütün gün felaket haberleri ve komplo teorileri okuyarak depresyona girmek yerine, gelişmeye ve keşfetmeye ne dersiniz?

Bu süreçten sağlıklı çıksanız bile (ki büyük çoğunluk hepimizin bir noktada bir şekilde yakalanacağını söylüyor) depresif, bir kaç kilo almış ve hayatınızdan birkaç hafta ve hatta belki ay kaybetmiş olarak çıkabilirsiniz.

Veya bunu avantaja çevirebilirsiniz. Bunun için öncelikle telefonla aranıza bir mesafe koymanız şart. Hem negatif etkilenmeyi azaltmak için, hem de nasıl geçip gittiğini anlamadan saatler devirmemek için.

Netflix müthiş oyalıyor ve harika içerikler var. Yine de sadece Netflix’e düşüp kalmayın, ne zamandır fırsat bulamadığınız kitapları okuyun, bu dönemde ücretsiz erişime sunulan her türlü kaynaktan faydalanın.

Tatilde değilsiniz unutmayın, sosyal uzaklaşıyorsunuz sadece. Evden çalışıyorsanız, bu dönemde müthiş verimli çalışarak, yığılan işlerinizi temizleyebilirsiniz. Yıllık izin veya ücretsiz izne çıkartıldıysanız da, günün bir kısmını mesleki gelişiminize veya hep hayalini kurduğunuz işi hayata geçirmeye ayırmanız harika olacaktır.

Yoga yapın, sağlıklı beslenin, dans edin, kendi içinize dönmek için zaman harcayın.

IMG_7605

Ben evde olduğum günlerde kendime bir günlük planlama çıkartıyorum. Erken kalkmaya, işimi yaptığım saatler arasına yoga ve podcast dinleme molaları eklemeye özen gösteriyorum. Böylelikle günümü istediğim verimde geçirip geçirmediğimi de kontrol etmem mümkün oluyor.

Unutmayın krizler her zaman fırsatlar yaratır. Ve bu kriz size bugüne kadar zamanınız olmadığı için ertelediklerinizi gerçekleştirme fırsatı sunuyor. Kullanıp kullanmamak tamamen sizin elinizde.

Dışarıda kaçırdığınız hiç bir şey yok. Tamamen kendinize dönün!

Sağlıkla kalın!

 

 

Evde Kal Günlükleri -2: Pasif ve depresif mi, ışıldayarak, bilinçli ve fit mi çıkacağız?” üzerine 4 yorum

    • Sezen dedi ki:

      Nasıl tatlı bir yorum bu çok teşekkür ederim. Bilinçli olup bu süreci lehine kullanan kaç kişi olursa olsun kardayız! Kocaman sevgiler ❤

      Beğen

  1. İlkgül dedi ki:

    Hem tavsiye verici hem de teselli edici güzel bir yazı olmuş. Ruhuna sağlık, iyi ki varsın ! 💫🌟🌠

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s