Akşam yemeği için gideceğimiz yerin KafePi’nin içinde olduğunu duyunca biraz burun kıvırdığımı itiraf etmeliyim.
KafePi, üniversite yıllarımda vazgeçilmez adreslerimizden biriydi. Hayatımıza klasiklerin dışında Sveta gibi ateşli olan favorimiz dahil olmak üzere değişik kokteyller sokan ilk mekandı. Bu yıllarda KafePi’nin beach’inde de çok keyifli zamanlar geçirmiştik. KafePi, denildiğinde aklıma gelen üniversite öğrencileriyle dolu, salaş, sıkışık bir ortam ve benim tercihim artık böyle ortamlar değil.
Bu yüzden KafePi’nin önünde aracımızdan inip içeri girerken büyük beklentiler içinde değilim. Rakish’e girdiğimiz anda ise vuruluyorum. Doğru kelime kesinlikle vurulmak.
Hani ne zamandır mekanların birbirinin tekrarı olduğundan yakınıyoruz, farklı konseptler görmek istiyoruz ya; Rakish tam olarak böyle bir yer. Sarı beyaz kumların üzerinde, uçuk yeşil ve beyaz ağırlıklı dekore edilmiş, kendinizi dünyanın diğer ucunda egzotik ve bohem bir yerde hissettiren bir mekan.
Bir de mekandan biraz ileride suyun içinde tek bir masa var. Paylaştığım videolarda herkesin “Burası neresi?” diye sorup durduğu, kendime saklamakla, hepinizin mutlaka bu keyfi yaşamasını istemek arasında gidip geldiğim bir masa.
Ayaklarınız suyun içinde, tamamen size özel bir noktada rakı içip, leziz mezeler yiyip, sohbet etmenin keyfini mutlaka deneyimlemelisiniz. Bu masada oturmak isterseniz, tek bir tane olduğu için önceden rezervasyon yaptırmanız şart.
Bu masada keyif çattıktan sonra, bir ateşin başında çevrelenmiş minderlerin olduğu kısma geçiyorsunuz. Ortada yanan bir ateş, ileride güzel bir deniz manzarası, dalga sesleri, ayakkabılarınız çıkartıp kumların üzerinde dans ediyorsunuz. Ben gittiğimde Aslı Köse çalıyordu, çok iyiydi.
Alaçatı’ya gittiğinizde mutlaka bir akşamınızı buraya ayırmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Keyifle ve keşifle kalın!
“Yeni, Şık, Hovarda: Rakish Alaçatı” üzerine 2 yorum