Ufukta göründü: Yine, yeniden, bir kere daha 29. yaşım (?)

“Kızlar ben 30 yaşına giriyorum!! Bunu yalnızca dışarıda bir akşam yemeği yiyerek kutlayamayız. Hiç yapmadığımız farklı bir şey yapmalıyız.” diye tutturup, herkesi Kıbrıs’a sürüklediğim doğum günümün üzerinden 4 sene geçti.

Cuma sabahının köründe herkes işinden izin almış, uçakta Kıbrıs’a giderken, içimizdeki en mantıklı kadının yaptığı hesaplamayla “30 yaşına değil, 29 yaşıma girdiğimi” fark etmiş olsak da, hiç bozuntuya vermemiş, hala kahkahalarla andığımız çok eğlenceli bir hafta sonu geçirmiştik.

Bu aramızda bir espriye dönüşmüştü. Bir sonraki sene gerçekten 30 yaşıma girerken de “forever 29” konseptiyle bir ev partisi vermiştim. Küçücük salonumda yaşım kadar sayıda kadının dans ettiği, kapıya önce polisin, sonra narkotiğin, sonra mahallenin ağır abilerinin dayandığı, gecenin en sonunda sarhoş ve evde sızmış olanları yanlışlıkla eve kilitleyerek, polis arabasının içinde Mini Müzikhol’e gittiğimiz, sabaha kadar dans ettikten sonra, Mini Müzikhol’den de o dönem hayatımın aşkı olduğuna inandığım adamla Adana’a uçtuğum maceralı bir doğum günü olmuştu yine.

Böylelikle her yıl 29. yaş doğum günümü kutlamam bir gelenek haline geldi.

Hala barlarda tanıştığım adamlar yaşımı sorduğunda uzata uzata “yirmidokuuuz” diye cevap veriyorum. Hiç kimsenin şüphelenmemesi, her sene 29. yaş günümü kutlamaya devam etmek konusunda beni cesaretlendiriyor. Yalnızca“Kaçlısın?” diye sorulduğunda biraz afallıyorum, her sene doğduğum seneyi güncellemek zor geliyor: “86’lıyım; ama 29 yaşındayım.” 🙂

Hayatımıza Covid diye bir kavramın girmesinin etkisiyle, oldukça olağandışı bir sene geçirdiğimiz bu sene, -her ne kadar biz hala dışarı çıkıp, barlara gidiyor olsak bile- bu sene doğum günümde herkesi bir araya toplayacak bir organizasyon yapmak istemedim.

Yeni yaşıma sayılı günler kalmışken, hayatın neresinde durduğumu kavrayabilmek için, geçmiş yıllarda yazdığım yeni yaş yazılarıma baktım.

2016 yılında Kıbrıs’tan döndükten sonra “Benden çıtırlara hayat dersleri”ni yazmışım. Aradan yıllar geçtikten sonra okuduğumda hala müthiş bir yazı olduğunu düşünüyorum. Belki aradan geçen yıllarda, iş hayatına ilişkin bazı eklemeler yapabilirim o kadar.

2017 hayatımı ve hayatımı oluşturan şeyleri sorguladığım bir sene olmuş. Yeni yaşıma başlarken,Bana sürprizler, yenilikler, heyecanlar, uykusuz geceler, düşülen nice yeni yollar ve ezberlerimi bozan, yepyeni ve harika kapılar açan sonlarla gel!” demişim.

2018 yılındaki doğum günümde, hem bir ev partisi yapmışım, hem de o dönemdeki sevgilimle ilk tanıştığımız mekanda romantik bir yemek eşliğinde kutlamışım yeni yaşımı. Şimdi dönüp bakınca gurur duydum kendimle. Hayatımdaki adamın “aramaktan yorulduğum harika adam” olduğunu düşünsem de, kız kıza partilemeleri de ihmal etmediğim için.

“Ama artık biliyorum; hiç bir şey mükemmel olmak zorunda değil. İş ve erkekler dahil, her konuda “aşırı çaba” gereksiz ve hatta faydasız. Ve hatta eğer gülebiliyorsan ve yeri geldiğinde kendinle dalga geçebiliyorsan, tam olmayan yanlarını gururla taşıyıp “ben buyum” diyebiliyorsan; hatalar, eksiklikler ve olmayanlar da eğlenceli olabiliyor.” yazmışım o sene. “Ne getirirsen getir, bütün duyguları sonuna kadar yaşayacağıma, hiç bir günü boşa harcamayacağıma söz veriyorum!” diye bitirmişim yeni yaş yazımı.

Nitekim de o yaşım, -çoğunuz biliyorsunuz- en çok skandal içeren yaşım oldu; erkek arkadaşımdan ayrıldım, yıllardır çalıştığım şirketten de, aylarca işsiz seyahat ettim, partiledim.

Bir sonraki doğum günüm, yeni bir işe girip, yeni bir düzen kurmaya çalıştığım bir döneme denk geldi. Hayatımı sil baştan tasarlamaya çalıştığım o günlerde, kalbim iki adam için birden eş zamanlı atarken ve kafam çok karışıkken, evimin tadilatına gömülmüş halde ve harika saçlarla başladım yeni yaşıma geçen sene.

Şimdi bir yeni yaş daha göz kırpıyor bana.

Geriye dönüp baktığımda net biçimde farkediyorum ki; bu 29 yaşlarımı devirirken istikrarlı olduğum tek konu: Erkekler konusunda kafamın hep karışık olması.

Bana “bu seferki gerçekten çok başka” dedirten adamların, aynı hızda beni büyük bir hayal kırıklığına uğratmasını deneyimlemeye devam ediyorum. Uslanmıyorum da…

Yakın arkadaşlarımın nefeslerini tutarak takip ettiği bir aşk peşinde masalın son sayfalarını yaşıyorum bugünlerde. Yine… Hep birlikte ağız dolusu küfretmekle, kahkahalar atmak arasında gidip geliyoruz.

Yeni yaşımda, tutarlılık beklediğim tek konu hayatımdaki adam. Bana kendimi romantik bir filmin başkahramanı gibi hissettirdikten sonra, “Su fabrikası senin götüne girsin.” diye mutfağın ortasında avazım çıktığı kadar bağırmama sebep olan mesajlar atmasın… Ona akmam için bütün yolları açıp, gürüldemem için kanallar inşaa edip, sonra bir kerecik saçmaladım diye barajlar dikmesin. Saçmalıklarımla benim kadar -hatta benden daha çok eğlensin.

Bu yaşımı yıllardır ertelediğim bir sürü şeyi başarmanın gururuyla kapatıyorum. Hayatımda ilk defa hesabımda kendi kazandığım paralardan oluşan güzel bir birikim var. Evim derli toplu, ilk romanımı yazdım, kendime leziz yemekler pişirebilecek kadar hamarat bir kadına evrildim.

Bütün bunlar olup biterken, Covid’e rağmen, sıkıcı bir hayata da geçiş yapmadım.

Bu yaşlarımda, çok güzel insanlar biriktirdim ben. Her iş yerimden ve her ilişkimden müthiş arkadaşlıklar kaldı geriye. Birlikte keyifli vakit geçirdiğim, uzun cümleler kurmama gerek kalmadan beni anlayan, hiç rol yapmadan sansürlemeden kendimi anlatabildiğim harika insanlar var hayatımda. Covid sebebiyle sınırlı bir coğrafyada olsa da birlikte çok güzel seyahatlere çıkıyoruz, haftanın bir kaç günü kahkahalar ve maceralar eşliğinde kadehlerimiz tokuşuyor, whatsup grupları her ihtiyaç duyduğumuzda imdadımıza yetişiyor.

Hayatımda düzen ve eğlencenin bir arada olabilmesinin hazzını sonuna kadar yaşıyorum. Uzun yıllardır ilk defa kendimi “olmuş” hissediyorum. Kurtulmak istediğim, içimi kemiren hiç bir konu ya da yapılacaklar listelerimde taşıyıp durduğum konulardan yerine getirmediğim hiç bir şey yok.

Öğrenciyken bütün final sınavı sonuçlarına bakıp, bütün derslerden geçtiğini gördüğünde hissettiğin bir iç ferahlığı vardır ya, tam öyle bir his var içimde.

20’li yaşlarımı uzatmalı yaşadım. Skandallar, partiler, aşklar, göz yaşları, kahkahalar, yollar, kelimeler, sohbetler, tokuşan kadehler, keşifler, derinleşmelerle dolu ve harikaydı. Hepsini dibine kadar deneyimledim, duygularımı ve düşüncelerimi hiç görmezden gelmedim, öğrendiklerimi başkalarına ilham verecek biçimde paylaştım.

Ben artık 30’lara başlamaya hazır hissediyorum kendimi. Uzatmalı 20’lerimdeki deneyimlerimle, 30’larımı da harika yaşayacağıma söz veriyorum. ❤

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s