Aradığınız Kişiye Şu An Ulaşılamıyorsa Clubhouse’tadır.

Son zamanlarda takip ettiğim kişilerin instagram story’lerinde çok sık denk geldiğim için “Neymiş ya bu Clubhouse?” diyordum, ancak o kadar işe odaklı ve tuhaf biçimde bundan da haz aldığım günler geçiriyorum ki – bir türlü incelemeye fırsatım olmamıştı.

Bu sabah kahvemi içerken, app’i telefonuma yükledim, bir bekleme listesine alındım. “Aaaa! Bekleme listesi mi?” derken şak diye gelen “Gökçe sizi bekleme lisesinin başına taşıdı, hesabınız hazır.” mesajı ile hızlı bir giriş yapıverdim.

Clubhouse bugüne kadar Android için bir app’i olmadığından yalnızca iphone kullanıcılarına hitap eden bir platformdu. Öğrendiğim kadarıyla bugün itibarıyla Android kullanıcıları için de uygulama gelmiş. Üye olmak için herhangi bir şart yok, ancak benim gibi şanslı değilseniz ve size şak diye bir davetiye paslayacak bir arkadaşınız yoksa, bekleme listesine alınıyorsunuz. Her üyenin de iki kişiye davetiye yollama hakkı var. Özetle kısa yoldan hızlı bir giriş için hali hazırda üye olan bir arkadaşınızın davetiyesine talip olmalısınız.

Peki ya Clubhouse nedir? Neler oluyor? Dileyen herkes istediği arkadaşlarıyla bir sohbet odası oluşturuyor, bunu önceden planlayarak başka insanların takvimlerine eklemesini de sağlanabiliyor. Siz de listede gezinerek, dilediğiniz odaya herhangi bir şart olmadan şak diye dinleyici olarak girebiliyorsunuz. El kaldırdığınızda odayı oluşturanlar sizi kabul ederse konuşmacılar arasına ekleniyorsunuz.

Peki ya Clubhouse nedir? Neler oluyor? Dileyen herkes istediği arkadaşlarıyla bir sohbet odası oluşturuyor, bunu önceden planlayarak başka insanların takvimlerine eklemesini de sağlanabiliyor. Siz de listede gezinerek, dilediğiniz odaya herhangi bir şart olmadan şak diye dinleyici olarak girebiliyorsunuz. El kaldırdığınızda odayı oluşturanlar sizi kabul ederse konuşmacılar arasına ekleniyorsunuz. Aynı şekilde söyledikleriniz beğenilmezse şak diye atılabiliyorsunuz da…

Clubhouse’ta görüntü yok, ses var. Sizi yalnızca bir profil fotoğrafı temsil ediyor. Son zamanların en popüler sosyal medya uygulaması tamamen görsel odaklı instagram iken, bir anda bu kadar görselden uzak bir uygulamanın bu kadar gözde olabilmesi bana ilk anda biraz şaşırtıcı geldi. Sonra düşündüğümde son zamanlarda iş toplantılarımda ve görüşmelerimde bile herkesin ne kadar konuşmaya hasret olduğunu fark ettiğimi hatırladım. Covid döneminde herkes artık yakın çevresiyle, ailesiyle konuşacak konularını bitirdi muhtemelen, herkes başkaları ile konuşmaya ve sosyalleşmeye hasret kaldı. Clubhouse müthiş bir zamanla herkese özlediği sosyalleşme ve konuşma alanını sağladığı için bir anda bu kadar patladı.

Clubhouse’ta amaç ne? Bütün sosyal medya uygulamalarında olduğu gibi, bu tamamen sizin kullanım tercihinize kalmış. Son derece geyik konuşmalar yapılan odalar da var, hayırlı kısmetiyle burada karşılaşma umuduyla gelmiş olanlar da, ünlülerle aynı sohbet ortamında olmaktan zevk alanlar da, gerçekten eğitici ve bilgi verici sohbetler de mevcut. (Yüce Zerey bugün bunu harika özetleyen bir tablo paylaştı.)

Clubhouse’un en popüler kelimesi FOMO. Bu akşam girdiğim her yayında geçti. O yüzden clubhouse’a girmeden önce fomo’nun fear of missing out kısaltması olduğunu bilmenizi ve konuşmalarınızda bol bol geçirmenizi tavsiye ederim. 🙂 Şaka bir yana, benim açımdan Covid’in en harika yanlarından biri bunu atlatmam. Bundan şu yazıda bahsetmiştim.

Clubhouse bir bağımlılık mı? Ben ilk olarak Fomo Sapiens / Fear of Missing Out isimli bir odaya katıldım. Herkes clubhouse’taki sohbetlere dalıp zoom toplantılarını kaçırdığından, olağan hayatlarına geri dönebilmek için app’i silip yeniden yüklediklerinden, yemek yemeyi unuttuklarından filan bahsederken, “Delirmiş bunlar.” diye düşündüğümü itiraf etmeliyim.

Ancak sonra ben de o odadan bu odaya atlar buldum kendimi. Biraz kripto para dünyası dinleyip fork‘un ne demek olduğunu öğrendim, sonra Borderline‘ın odasında biraz kahve kültürü edindim, Nasıl Daha Yaratıcı Oluruz isimli odada Salinger’in testinden haberdar oldum, oradan Lucca Tuvalet Sırası‘na atlayıp geyik sohbete biraz kulak kabarttım -derhal içim bayıldı o sırada Salinger testini çözdüm, kendi güçlü özelliklerimi öğrendim-, Türkiye’nin en iyi online girişimlerini yapan kişilerin konuşmacı olduğu İnternetten Para Kazanma Sanatı‘nda epeyce takıldım.

Böylece iki saate yakın bir süre odadan odaya zıplamış oldum. Açıkçası hiç bir sohbete katılmadım veya katılma arzusu duymadım, daha çok podcast gibi dinledim. Podcast’te tek konuşmacı olması bazen sıkıcı olabiliyor o yüzden bu konsepti podcast’ten daha dinamik buldum ve daha çok sevdim. Ancak tabii bunun bir dezavantajı da konunun sürekli olarak odak noktadan kayması.

Uzun zamandır görüşmediğim kişilerle bir sohbet odasında kesişmek matrak, başına oturmaya gerek olmadan evde yapılması gerekenleri yaparken arka planda bir sohbete kulak misafiri olmak keyifli.

Varsa bana oda tavsiyeleriniz alırım. Keşfederek kalın!

Aradığınız Kişiye Şu An Ulaşılamıyorsa Clubhouse’tadır.” üzerine bir yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s