Bir restoranın önünde oturmuş, sıranın size gelmesini beklediğinizi ve bu sırada yoldan gelip geçenleri izlediğinizi düşünün… Ve o sırada önünüzden anadan doğma çıplaklıklıkta bir adamın, yalnızca cinsel organını altın sarısı parlak bir kağıt ile sarmalamış olarak büyük bir sakinlikle geçtiğini…
Evet işte Castro böyle bir yer. Bir yerde oturup, sokaktan gelip geçeni izleyecekseniz Castro bunu yapabileceğiniz en renkli bölgelerden biri; San Francisco’nun LGBTQ+ bölgesi. Bir zamanlar burası işçi semtiyken, eşcinsel hareketin en önemli merkezlerinden birine dönüşmüş. Milk filminin başkahramanı Harvey Milk’in açtığı mağaza da burada yer alıyormuş, bugün hala fotoğraf eğitimleri veren ve sergiler yapan bir alan burası.

Bugün, çıplaklık, tasmalar, tuhaf deri aksesuarlar burada çok normal. Bunları takan insanlar sokakta büyük bir rahatlıkla yürüyor, bölge baştan aşağı gökkuşağı bayrakları ile dolu, yetişkinlere seks oyuncakları satan mağazalar dizi dizi… Bir yandan da “Ne kadar şık giyinmiş bu adamlar!” diyeceğiniz kadar janti giyinmiş çok yakışıklı adamlar, elele yürüyor. Kadınlar, erkekler, köpekler, cinsiyetsiz, sınırsız sevgi dolu bir ortam.

Sırf burada bir boy yürüdüğünüzde bile LGBTQ+ topluluğu hakkında daha çok bilgiye sahip oluyorsunuz. Mesela ben her yerde gördüğümüz çok renkli bayrak dışında, aslında lezbiyenlerin, geçişte olanların, deri severlerin bambaşka renklerde bayrakları olduğunu öğrendim.

San Francisco’ya gittiğinizde mutlaka en azından bir kere boylu boyunca yürümeyi ve bir yerde oturup bir süre gelip geçenleri izlemeyi atlamamanız gereken bir bölge Castro.

Bir de deniz ürünü ve böcek sevenlerdenseniz burada bir vaha daha sizi bekliyor: Anchor Oyster Bar.
Biz bir soğuk, bir de sıcak karışık tabağından söyledik; istridye, karides, ıstakoz, ahtapot, midye şöleni yaptık. Yediğimiz her şey inanılmaz lezzetliydi; ama yine de her zaman San Francisco’da yediğim istridyenin diğer her yerde yediğimden açık ara çok daha lezzetli olduğu bir gerçek.

Deniz ürünleriyle tıka basa doymuşken, taze domates suyuyla hazırlanmış leziz Bloody Mary’nizi içip, yoldan geçen çok renkli kişileri izlemek… San Francisco’da yapılabilecek bence en iyi şeylerden biri.

PS: Castro’da geçirdiğim günün sonunda kendime renkli bayraklı üzerinde “Love is Love” yazan bir t-shirt almıştım. Bu renkli sokağın ruhunu hep yanımda taşımak için. Günler sonra, Castro’da değilken, dönüş uçağıma bineceğim gün tek temiz t-shirtum olduğu için onu giydim. Havalimanında o kadar çok sayıda ve o kadar güzel kadından o kadar tatlı ilgi gördüm ki, belki de kadınlar erkeklerden daha güzel flört ediyor be!
Renklerle ve sevgiyle kalın!
“San Francisco’nun en renkli bölgesi Castro!” üzerine bir yorum