Büyük bir hızla sonuna yaklaştığımız sene, benim için gerçekten dolu dolu ve çok eğlenceliydi. Ama aynı zamanda bunun bir faturası vardı: Gecede ortalama beş saat uyku, tüketilen bardaklarca kokteyl, atlanan veya abartılan öğünler, saatlerce güneş altında bronzlaşma seansı, oradan oraya koşturmalar derken kendime çok iyi baktığım bir dönem olmadı kesinlikle.
Bu yüzden seneyi kapatmadan önce, bütün bir yılın yıpranmasını gidermek için kendimi hızlı bir bakım marotonuna sokmaya karar verdim.
Yaklaşık on gün boyunca, her gün yepyeni bir şey denedim. İşinize yarayanlar olabilir diye, hepsi bütün detayları ile karşınızda:
Hızlı bir şekilde kendime çeki düzen vermem gerektiğinde, benim aklıma gelen ilk şey Adana’ya gitmek oluyor.
Adana denildiğinde herkesin aklına kebap geliyordur muhtemelen; fakat benim için durum farklı. En güvendiğim kuaför ve en güvendiğim botokstan cilt bakımına her türlü güzelleştirici işlemi yapan doktorum orada.
Lekelerden Kurtulmak İçin Green Peel:
Öncelikle Doktor Gül Fennibilek’in güzellik merkezine kendimi atıyorum. “Secret diye bir şey duydum bana iyi gelir mi; yoksa botoks mu yaptırmalıyım?” gibi soruları ardı ardına diziyorum. O yüzümü inceledikten sonra kararı veriyor; güneşin altında şuursuzca yatarak oluşturduğum lekelerden kurtulmak daha canlı bir görüntü sağlayacağından, ihtiyacım olan Green Peel‘miş.
Bu on dakika kadar süren bir işlem. Tamamen doğal ürünlerden elde edilmiş bir peeling yüzünüze uygulanıyor. Ama evde uygulananlardan oldukça farklı, zaten uygulama esnasında yanmaya başlıyor yüzünüz. Biraz bekledikten sonra, su ile yüzünüzü yıkarken, ellerinizi ısırgan otu gibi dikenliymiş gibi hissettiriyor. Devamında bir gün boyunca kıpkırmızı bir surat ile geziyorsunuz. Bir de yüzünüze ne değse (yastık ve kıyafet gibi yumuşak dokulu şeyler dahil) gerçekten canınız yanıyor. İkinci günden itibaren minik minik soyularak, lekeleriniz ile büyük ölçüde vedalaşıyorsunuz. Biraz acılı olsa da, doğal ve etkili bir çözüm.
Pratik Şekle Giren Saçlar İçin Keratin Bakımı:
İkinci istikametim de kuaförüm Doğan Pekdoğru oluyor. “İstanbul’da kuaför mü yok Allah aşkına?” diye soranlar oluyor bana. Elbette var, mesela saçımı Makas Nişantaşı’nda İsa’ya kestiriyorum ve çok memnunum, özel bir gün olduğunda Akaretler’deki Yıldırım Özdemir harika topuzlar yapıyor, makyaj da çok başarılı. Yine de konu boya olduğunda, ben Doğan Abi’den vazgeçemiyorum. Benim tavsiyem ile İstanbul’dan kalkıp giden çok arkadaşım oldu, hepsi de sonuçlardan çok mutlu kaldı. Bu yüzden kendisi aklınızın bir kenarında bulunsun.
İlk gün dip boya ve röfle yapılıyor, ikinci gün keratin bakımı. Keratin bakımını ben senede bir kere mutlaka yaptırıyorum. Boya ve özellikle röfle saçı çok yıpratıyor, keratin bakımı bunu büyük ölçüde toparlıyor. Bir de benim gibi, saatlerce saçına şekil verecek sabrı olmayanlar için, kabarmayan, yalnızca kurutunca dümdüz olan saçlar hayat kurtarıcı oluyor. Sadece röflenin rengini biraz bozması gibi bir yan etkisi var ne yazık ki…
Etkisi ne kadar sürüyor, diye soranlar oluyor. Benim saçımın doğal hali de çok dalgalı olmadığı için beni bir sene rahat rahat götürüyor. Hatta ben ilk yapıldığındaki halini biraz fazla yapışık ve hacimsiz buluyorum, biraz etkisini kaybetmeye başladığında, yani birkaç ay sonra şahane oluyor.
Kötü Beslenenler İçin Kebap Rejimi:
İstanbul’daki olağan hayatımda baklagilleri saymazsak pek protein tüketen biri değilim. Peynir çok sevmem, et konusunda uzman bir restorana gitmedikçe et yemem. Bu yüzden Adana’ya gitmişken pastırmalı humuslar ve kebaplar eşliğinde vücuda protein depolamayı da ben bakım ritüelimin bir parçası kabul ediyorum. 🙂
Makyaj Yapmayı Bilmeyenler İçin Youtube:
Instagram’dan takip edenler bilir, benim bir türlü makyaj yapamama isyanlarımı… Yeteneksiz miyim, sabırsız mı, buna henüz karar verememiş olsam da, gündelik makyaj anlayışım rimel ve kırmızı rujdan ibaret.
“Makyaj yapmayı nasıl öğrenebilirim?” diye akıl danıştıklarım şiddetle youtube videolarını tavsiye ettiler. Ben tavsiye edilenler arasında Ezgi Fındık’ın videolarını çok sevdim. Hatta geçtiğimiz günlerde nispeten güzel makyajlarımı da onun sayesinde yaptım.
Yorgun Gözler İçin Eye Patch’ler:
Bunların etkisinden açıkçası çok emin değilim. Direk eye patch takıp partiye gidecekseniz, kesinlikle şahane. Hatta üniversite yıllarımın vazgeçilmez DJ’i eye patchli halimin efsane bir punk makyajı olabileceğini söyleyerek beni çok güldürdü.
Ama bir göz bandını yirmi dakika yüzünüzde tuttunuz diye botoks etkisi bekleyecekseniz, bence hiç kalkışmayın bu işe.
Detoks İçin Juicing mi Dinner Cancelling mi?
Ben bahar aylarında Juico’nun juicing paketlerinden alıp iki üç gün onlarla besleniyorum. Hızlı biçimde şişliklerden kurtulmak için harika bir çözüm. Ayrıca iki üç gün onlarla beslendikten sonra, kokulara çok duyarlı hale geldiğiniz için sonraki günlerde de kendiliğinden bir sonuç olarak çok yağlı ağır şeyler yiyemeyip sağlıklı besleniyorsunuz.
Bu sefer değişik bir şey denemeye karar verip, tercihimi Blended’in “Dinner Cancelling” paketinden yana yaptım. Tadını sevmediğim gibi, bütün gün olağan beslendikten sonra, akşam onu içmek de beni kesmedi.
O yüzden tavsiye etmek konusunda da tereddütlerim var, ama bir yerden herhangi bir paket siparişi vermeden de akşam öğünlerini, sağlıklı atıştırmalıklarla geçiştirirseniz vücudunuz için harika bir şey yapmış olursunuz.
Fahiş Fiyatlı Olmayan Harika Kozmetikler için Missha:
Korelilerin her türlü cilt bakım ürününde farklı bir seviyede olduğunu zaten herkes kabul ediyor.
Evdeki bütün cilt bakım ürünlerini bir kenara itip, Kore ürünlerine yönelin demeyeceğim; ama Kore markalarına şans verip, ufak tanışmalar yapmanızı şiddetle tavsiye ederim.
Ben biten her ürünümün yerine Missha’dan bir şeyler alıyorum son zamanlarda. Fiyat performans oranının da çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Marketlerde satılanlardan çok az daha yüksek fiyatları -takipte kalırsanız, sık sık da indirime giriyor-; ancak etkisi çok daha lüks ürünlerle kapışabilecek kadar iyi.
Yüz nemlendiricim bitince, Missha’nın Water Sleeping Mask’ına geçiş yaptım. Günde yalnız bir kere, akşam yatmadan sürüyorum. Ve önceki nemlendiricimden günde iki kere sürmeme rağmen alamadığım sonucu alıyorum.
Ürünlerine göz atmanızı içtenlikle tavsiye ederim.
Gençleşmek İçin Kolojen İçecekleri?
Bir de giderek artan bir akım var, illa ki etrafınızda kullanan birilerine denk gelmişsinizdir: Kolajen içecekleri, kolajen hapları ve suya karıştırılarak tüketilen kolajen tozları.
Eskiden böyle moda olan her şeyi tereddütsüz alıp kullanmaya başlardım; ama artık biraz daha temkinli yaklaşıp araştırıyorum.
Forumlarda kullanan herkes olumlu sonuçlarından uzun uzun bahsederken, bilimsel makaleler ise bu şekilde gıda takviyesi olarak alınan bir şeyin cilde etki etmeden sindirim sisteminden atıldığını; dolayısıyla kolojenin cilt tabakası altına şırınga edilmedikçe -ki bu da dolgu denilen işlem oluyor- cilde gözle görülür bir fayda sağlamayacağını açıklıyor. Onun yerine hyaluronic acid içeren krem kullanmanın çok daha etkili olacağını söylüyorlar.
Bu kremleri en kısa zamanda deneyeceğim. Peki ya sizin bakım tavsiyeleriniz neler? Gerçekten sonuç veren denediğiniz, mutlaka yap dediğiniz şeyler?
Kendinize bakarak kalın!
Ben de bir iki haftadır gece yatarken kantaron yağı sürüyorum yüzüme. Acayip iyi geldi! Lekelerim açılıyor ve cilt rengim homojenize oldu. Ve ışıltısı arttı. Kesinlikle tavsiye ederim! 🙂 ucuz, doğal ve etkili;)
BeğenBeğen
Madecassol krem müthiş bir cilt onarıcı, hücre yenileyici! Haftada bir iki kez gece yatmadan sürüyorum sabaha yenilenmiş, ışıl ışıl bir ciltle merhaba ☺️ Üstelik içeriğindeki lavanta nedeniyle kokusu da harika💜
BeğenBeğen