Herkesin hayatında bazı dönüm noktaları olur ya, benim için geçen yaz hiç şüphesiz onlardan bir tanesiydi.
Geceleri uykusuz kalacak kadar çok enerji ve zaman harcadığım, hayatımda oldukça önemli yerlere yerleştirdiğim -hak ettiğimi düşündüğüm değeri görmediğimi düşünmeme rağmen bu enerji ve zaman akıtmayı sürdüğüm iki yerden de sert darbeler almıştım: İşimden ve ilişkimden!
Kendimi işsiz, aşksız, plansız evimdeki koltuğun üzerinde buluvermiştim. Kendi değerimi, hatalarımı sorgulama seviyesindeydim. Sonra ardı ardına üzerimde sihirli etkileri olan dört istikamete yol aldım: Sırasıyla Akyaka, Kaş, Teos ve Alaçatı.
Yıllardır eğitimler, hukuki projeler, seyahatler, partiler, keşifler koşup dururken sorgulamaya fırsat bulamadıklarımın hepsini yollarda ve sahillerde yerli yerine oturtmuş, kıtlık psikolojisinden çıkmış, hayatımda ne istediğimi netleştirmiş biçimde İstanbul’a dönmüştüm. Tabii bunun bonusu olarak da harika bir iş ve harika bir adam vardı hayatımda.
Geçen gün aldığım müthiş bir mesajda şöyle yazıyordu: “O anka kuşu dönemine hayran kalmış olabilir bir sürü insan Sezen. Öyle bir küllerinden doğuş görmedi bu gözler.”
Şimdi aradan bir seneye yakın zaman geçmişken, yeniden Alaçatı zamanı. Bu sefer de müthiş bir ekip ve müthiş bir plan.
Yeniden yollara düşmüşken, geçen seneki en sevdiklerime şöyle bir göz atalım mı?
Airbnb Evim:
Zevkli dekorasyonu, hamaklı minik bahçesi ve çok tatlı ev sahibi sayesinde geçen yaz kaldığım Airbnb evine bayılmıştım. Hacımemiş merkeze yürüme mesafesinde olmasına rağmen, oldukça sesiz ve sakin bir muhitte yer alıyordu.
(Bu arada Airbnb’ye şu link üzerinden üye olursanız, yapacağınız ilk seyahat için 180TL indirim kazanıyorsunuz. Covid döneminde otellere karşı mesafeli olanlar için müthiş bir alternatif.)
Bahçedeki hamakta uzanarak transferimi beklemiş, dans ederek ve buz gibi biralar içerek tek odadan oluşan yaşam alanımda gecelere hazırlanmıştım. Planladığımdan gün olarak çok daha uzun kalmıştım o evde. Saat olarak çok daha az.
Ojarna:
Sadece Alaçatı’nın değil, bence Türkiye’nin en enteresan butiklerinden biriydi Ojarna.
Sahibi Can Jarna, her yıl dünyanın bir yerindeki kabileyi ziyaret ediyor, orada yaşıyor ve onların kültürlerini yansıtan tasarımlarla geri dönüyor.
Buraya sadece butik demek gerçekten haksızlık olur. İçerisi aynı zamanda bir müze; kabilelere ilişkin bir sürü nesne ve fotoğraf sergileniyor.
Bir tasarım alanı; etiketlerden yapılmış hamak gibi çok yaratıcı geri dönüşüm projeleri ile dekore edilmiş.
Bir deneyim alanı, çünkü sahibi o kadar tatlı bir insan, o kadar güzel hikayeler anlatıyor, o kadar büyülüyor ki ziyaretçilerini. Oradan çıkarken çok sevdiğiniz bir arkadaşınızdan ayrılıyor gibi duygulanıyorsunuz.
Butikte ahşap renkli çubuklarla dolu bir saksı vardı. Kendi hayatınız için bir mesaj istiyorsanız bu çubuklardan birini seçiyordunuz. Benim çektiğim çubuk boş çıkmıştı. “O zaman senin bir mesaj bırakman lazım.” demişti Jan. O gün orada yazdığım mesaj, benim gerçeğim oldu.
Momo:
Geçen yaz Alaçatı’da açık ara en çok vakit geçirdiğim yer. Kokteyllerine, gün batım partilerine, yemeklerine, ekibine ayrı ayrı bayılmıştım.
Karpuzlu mantı ile sosyal medyada çok dalga geçilmiş olsa da, bence gerçekten çok lezzetliydi. Alaçatı’ya gidince ilk yapacağım şeylerden biri yine Momo’ya gitmek, yine karpuzlu mantı yemek olacak.
Bayıldığım Duvarlar:
Tasarımcı bir arkadaş ile gezince, hiç bilmediğim ve normalde Alaçatı rutinimde olmayan butik gezmelerine de çıkmıştım. Alışveriş hiç umurumda değildi, koskoca bir yazı bir jean şort ile geçirdiğim günlerdi. Ben daha çok butikler arasında mekik dokurken karşıma çıkan renkli duvarlarla ilgilenmiştim.
Bir de tabii Bedevi’nin neon duvarını anmazsak olmaz. Çok sevdiğim bir şarkının sözleri, çok sevdiğim daktilo fontu ve büyüleyici bulduğum çöl ortamını anımsatan bir deve.
Alaçatı ve yaz her zaman sürprizlerle doludur. Yarın sabah erkenden, Zoom toplantılarım henüz başlamadan yollara düşüyorum.
Yeni normal Alaçatı’da keşfettiklerim çok yakında burada olacak. Siz evde olacaksanız, Aşk Peşinde Masallar ile yaz ruhuna girebilir, bünyenize bir doz aşk alabilirsiniz. Hatta lütfen alın, en sevdiğiniz bölümleri, en hoşunuza giden cümleleri, favori karakterlerlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.
Aşk Peşinde Masallar, şurada, D&R’da ve İdefix’te.
Şuradan “Kitap sayfalarına göz at” kısmına tıklayarak romanın ilk sayfalarını da okuyabilirsiniz. 🙂
Aşk Peşinde Masallarla kalın!
“Alaçatı! Eski normal v. Yeni normal?” üzerine bir yorum