O pazar sabahı aslında organize etmemiz gereken esaslı bir konu var: Sarıkamış’a gitmemiz gerekiyor. Otobüsle mi, trenle mi gideceğimizi bilmiyoruz; ne kadar sıklıkta sefer olduğunu da… Ama o an kafamızı bambaşka bir şeye takmış durumdayız. “Bu kırmızı kekin içinde ne var?”
Kaldığımız otelin açık büfesindeki leziz peynirlerle enfes bir kahvaltı yaptıktan sonra, Türk Kahvelerimizi içerken, sırf rengi dikkatimizi çektiği için tabağımıza aldığımız keki tadıyoruz.
Kekin rengi kırmızı ve içinde ne olduğunu bir türlü bulamıyoruz. Bir parça daha bir parça daha…. En sonunda dayanamayıp soruyoruz: “Bu kekin içinde ne var?” O özel bir tarifmiş, unsuz ve şekersiz hazırlanıyormuş ve kırmızı rengi veren zerdeçalmış.
İstanbul’da bir mekan yapsa, instagram paylaşımlarına konu olur, sağlıklı yaşam peşindekiler anlata anlata bitiremez. Burada açık büfenin kenarında kalmış ve çikolatalı kek kadar talep görmeyen bir çeşit olarak harcanıyor. Kıyamıyorum, bir koca dilim daha alıp peçeteye sarıp, çantama atıyorum.
Tuhaftır, kekin gizemiyle birlikte Sarıkamış’a nasıl gideceğimiz de çözülüyor. Bizi bir gün önce gezdiren Mesut, başka turistleri almak için bizim otele geliyor. Kırk yıllık ahbabımızı görmüş gibi mutlu oluyoruz, oturup onunla da bir çay içiyoruz. “Sarıkamış’a nasıl gidilir?” diye danışıyoruz ona. Hemen bir arkadaşını arıyor, otelden otogara taksi ve iki kişi Sarıkamış otobüsüne vereceğimiz paraya bizi taksiyle Sarıkamış’a yolluyor.
Hani bazı şehirlerde, doğru insanları tanırsın ve her şeyin çözümü kolay olur ya; Kars’ta iki günde bunu sağlamış hissediyorum kendimi. Bu özgüvenle, takside Sarıkamış’a doğru yol alırken, Kars’a gitmeyi düşünenler için bilmiş tavsiyeler karalıyorum not defterime:
1- “Kars’a Ne Zaman Gitmeli” sorusu ile başlayalım. “Kars’ın yazı kışından güzeldir, kışı yazından güzeldir.” diyorlar. Kuşlara ve bitkilere meraklıysanız bahar iyi bir tercih olabilir; ama onun dışında bence kesinlikle kışın gitmelisiniz. O yoğun karın altında Ani Harabeleri çok mistik görünüyor ve donmuş bir gölün üzerinde atla gezmek gerçekten masalsı bir deneyim. O yüzden ben şubat ve mart aylarında gitmenizi şiddetle tavsiye ederim.
2- Ulaşım konusu Kars seyahatinin oldukça önemli bir kısmını oluşturuyor. Çünkü Doğu Ekspresi ile gitmezseniz bu seyahat biraz eksik kalıyor ve Doğu Ekspresi’ne bilet bulmak oldukça zor. Nedense herkes Doğu Ekspresi ile gidip, uçakla dönmenin peşinde. Fikirlerine saygı duyduğum gezginlerin bile bu hatayı yapması karşısında biraz şaşkınım.
Çünkü hem bütün turlar gidişte Doğu Ekspresi kullandığı için, dönüş bileti bulmak daha kolay; hem de enerjinizi ve zamanınızı doğru yönetmek için bu daha mantıklı. Sarıkamış’a gidip, sonra Kars’a geri dönüp uçağa binmek yerine; direk Sarıkamış’tan Doğu Ekspresi’ne binebilirsiniz. Ayrıca Kars’ı gezerken yorulduktan sonra Doğu Ekspresi’nde manzaraya karşı dinlenerek tatili bitirmek şahane oluyor.
Doğu Ekspresi ile Ankara’ya kadar gitmek yerine, bu tren yolculuğunu Kayseri’de de sona erdirme fikri de aklınızın bir kenarında olsun. Malum Doğu Ekspresi İstanbul’a kadar gelmiyor, Ankara son durak. Ankara’dan İstanbul’a uçak biletleri, Kayseri’den İstanbul’a uçak biletlerinin en az iki katı fiyatında. Zaten Kayseri’den sonraki kısımda tren camından görülecek bir manzara da olmuyor, çünkü hava çoktan kararmış oluyor.
3- Kışın gidecekseniz, yanınızda götürmeniz gereken olmazsa olmazlar: Kaymayan ve sıcak tutan bir kar botu, termal içlik, bol bol yünlü çorap (çünkü bazen kar botuna rağmen çorabınız ıslanabiliyor, sayısının çok olmasında fayda var), eldiven ve en kalın kazaklarınız. Iphone kullanıcıysanız, yanınızda gezgin şarjınızın bulunmasında da fayda var; çünkü soğuk hava nedeniyle telefonunuzun şarjı %100’den yarım saat içinde sıfıra inebiliyor.
4- Konaklama için Cheltikov tarihi binasıyla en ilgi çekici otellerden biri; ama en merkezi noktada konumlanmadığı konusunda uyarmalıyım. Müthiş güzel renove edilmiş ve merkezde bulunan bir tarihi binada kalmak isterseniz Kar’s Otel’i tercih edebilirsiniz. Bina ve dekorasyonu benim için önemli değil, hizmeti iyi olsun derseniz yeni açılan butik otel Karsı Şirin aklınızda bulunsun. Ücretsiz havalimanı servisi sunuyorlar, kahvaltı saatinden önce otelden çıkacaksanız size özel bir kahvaltı bile hazırlıyorlar. Türbeye gidip dilek dileyeceğiz diye asma kilit ihtiyacı duyduğumuzda bile yardımcı oldular.
5- Kars merkezinden beklentilerinizi çok yüksek tutmamanızı öneririm. Evet, harika binalar var; ama pek çoğu bakımsız, ya devasa metal tabelalar arkasında kalmışlar, ya internet cafe olmuşlar. Kars Kalesi, Kümbet Camii, Fethiye Camii, Taş Köprü gibi tarihi yapıların hepsi aynı bölgeye toplanmış olduğu için, bunların hepsini birkaç saat içinde gezebilirsiniz.
6- Kars’a gitmişken almadan dönmemeniz gereken şeylerin başında tabii ki peynir geliyor. Karslıların tavsiyesiyle biz Vakıfbank’ın sokağındaki Özkar’dan alışveriş yaptık. Peynirler ve karaçam balı herkesten tam puan aldı.
Arayıp da bulamayan, benim aldığımı görünce “Nereden buldun?” diye merakla soranlar olduğu için bu bilgiyi de paylaşıyorum: Magnet almak isterseniz, merkezdeki Kaz Evi restoranın tam karşısında nargile cafe ile butik arası bir yer var. Çok fazla çeşit bulunmasa da, oradan Kars magneti alabilirsiniz.
7- Kamer Restoran’da evelik çorbası, piroşki, Kars mantısı hangel, soğan soslu bonfile; Kazevi Restoran’da bulgur pilavı ile servis edilen kaz eti ve safranlı yöresel bir yemek olan piti tatmalısınız. Kazevi Restoran’da cumartesi günleri kafkas dansı gösterisi var. Planlamanızı buna göre yaparsanız, bir taşla iki kuş vurabilirsiniz.
8- Kars seyahatinin olmazsa olmazları Ani ve Çıldır Gölü tabii ki. Bunlara gitmek için araba kiralamak en konforlu seçenek gibi görünse de, bir kere daha düşünün derim ben. Öncelikle donmuş yollarda araba kullanmak istediğinizden emin misiniz? İkinci olarak da taksilerle pazarlık yaparsanız, buralara araba kiralamaktan daha ucuza ve yol arama derdi olmadan daha konforlu biçimde gitmeniz mümkün.
9- Ani ve Çıldır Gölü’ne ilişkin okuduğum her yazıda bir turist kalabalığından, sıralardan bahsediliyordu. Atalay Balık Restoranı’nda rezervasyonsuz yer bulmak imkansız deniliyordu. Aksine, biz buralarda tek başımıza olmanın keyfini sonuna kadar sürdük. Çünkü cumartesi günü değil, cuma günü gittik. Ve tembellik yapmadan, güne erken başladık. Ani’ye gittiğimizde saat 8:00’di ve tek başımıza her yeri gezdikten sonra, biz çıkarken turist otobüsleri gelmeye başlamıştı.
Gitmeden önce Ani ile Çıldır Gölü tek güne sığar mı diye endişelerimiz vardı. Pekala sığdı. Hatta yarım güne sığdı, hızımızı alamayıp Doğu Beyazıt’a gittik.
10- Kışın giderseniz, Sarıkamış’a da mutlaka bir gün ayırın. Türkiye’de kristal karın olduğu tek kayak pisti burasıymış. Kartalkaya ve Uludağ ile kıyaslarsak, o kadar kalabalık olmaması da büyük bir avantaj. Kayak ile hiç aranız yoksa, Sarıkamış’ı pas geçebilirsiniz, çünkü çok yüksek puanlı restoranlarda bile yediğimiz yemekler fiyaskoydu ve Kars’tan sonra şehir merkezi kesinlikle çekici gelmedi.
Ayrılacak bütçe konusu, tamamen tercih edeceğiniz otellere ve ulaşımınızı taksi ile mi otobüs ile mi sağlayacağınıza göre değişir.
Kayak dersi aldığınız, iyi otellerde kaldığınız ve her yere taksiyle gittiğiniz varsayımında, 1.000 TL gibi bir bütçe ayırmanız gerekecektir. Biraz tasarruflu davranarak bunu yarı yarıya çekmek mümkün olabilir diye düşünüyorum.
Kışın Kars’a gitmek, bence bu ülkede yaşayan herkesin deneyimlemesi gereken bir şey. Aklınıza takılmış, burada cevaplamadığım bir soru varsa, bana mail ile ulaşabilirsiniz.
Keşfederek kalın!
Gitmeyi çok istediğim bir yer,Kars merkezi gördüm kayak için Sarıkamış a gitmiştik ama bu kadar gezmedik,o zaman cahil gençlerdik😩Çok eğlenmişsin herzamanki gibi,bol bol gezmeler🎈🎈💕
BeğenBeğen
Bayıldım,Kars’a gidersem mutlaka yazıyı yeniden okuyacağım.Zaten biryere gitmeden tavsiyede bulunup bulunmadığını kontrol ediyorum 🙂
Yine çok mutlu ettin beni,iyi ki varsın Sezen!
BeğenBeğen