Amman 2: Lüks Kral Oyuncaklarından, Sokak Sanatına Son Gün

Sabah gözlerimi açtığımda bir kaç dakika nerede olduğumu düşünüyorum. Birkaç günü aşan, sürekli şehir değiştirerek farklı otellerde konakladığım tatillere özgü bir kafa karışıklığı bu. Çok sevdiğim…

Gerinerek, jilet gibi ütülü pofidik yastıklarım arasında dönerken, yavaş yavaş zihnim de uyanıyor. Amman’da ikinci günümüz, aynı zamanda da Ürdün’ü baştan başa kat ettiğimiz seyahatin sonu. Akşam İstanbul’a döneceğiz.

Valizimde kalan son temiz elbiseyi üzerime geçiriyorum. Yogitam ile kahvaltıya iniyoruz. Kempinski’lerin en az 300 çeşit içeren açık büfelerinden sonra, oldukça mütevazi bir kahvaltı ediyoruz. Şampanya yerine de kahve içiyoruz uslu uslu.

Youtube’dan izleyerek modern türban bağlamayı deniyorum. Hem Ramazan konseptine uysun, hem de sıcak havada bir de saçlarım beni terletmesin diye düşünerek…

IMG_4749.JPG

Odamızdan check-out yapıyor, valizlerimizi lobiye bırakıyor, Arap dünyasının sanat ve sanatçı merkezi olarak anılan Darat Al Funun‘a gitmek için Uber çağırıyoruz.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4758.JPG

1980li yıllarda açılmış, merdivenlerle birbirine bağlanmış altı tarihi evden oluşan sanat galerisine girmek, başka birinin evine süzülmek gibi. Kapıda bir güvenlik yok, bilet yok, evlerin bahçelerinde oturmuş çizim yapanlar, çaylarını içenler var. Hangi kapının orada yaşayan sanatçıların yaşam alanı, hangilerinin sanat galerisi olduğunu bilmeden birkaç kapıyı zorladıktan sonra, sonunda sergi odalarına ulaşmayı başarıyoruz.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4760.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerFullSizeRender kopya 2.jpg

Sergileri geziyor, bahçesinde biraz dolanıyoruz.

Hep bu sanat alanları, Batı’ya özgü bir şeymiş gibi zihnime kodlandığından, Türkiye’de sanatçılara adanmış böyle çalışma alanları olmadığından, Doğu’da karşılaştığım örnekler beni her seferinde çok heyecanlandırıyor.

Ardından o bölgedeki sokak sanatının peşine düşmeye karar veriyoruz. Elimizde muralleri gösteren bir harita olmadığından, avare avare geziniyoruz sokaklarda.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4712.JPG

O kadar sıcak ki hava! Nefes alamayacak gibi hissediyoruz. Yıllar öncesinin Amerikasından kalma gibi görünen mekanlar da Ramazan sebebiyle kapalı olduğundan, susuzluktan ve sıcaktan ölerek mural kovalıyoruz.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4788.JPG

Bir ara çaresizce bir sokakta duruyoruz. Etrafımızda yalnızca eski püskü apartmanlar ve terzi ile marangoz gibi dükkanlar var. Bayılmak üzereyiz. “Deli miyiz, divane miyiz? Neyin peşindeyiz?” diye kendimizi sorgulamaya başlayacakken, kafamızı kaldırdığımızda gördüğümüz görüntü bizi tekrar motive ediyor.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_3046.JPG

Sonunda bir market bulduğumuzda, mutlukla soğuk içeceklerimizi alıp, bir evin merdivenine oturuyoruz.

Hayatımda içtiğim en iyi bira geliyor aklıma. İki yıl önce, Ibiza’da bir gece, Maceo Plex için Pasha’dayız. İçeri girip dans etmeye başlayalı saatler olmuş, üç kız girdiğimiz mekanda hepimiz birbirimizi kaybetmişiz. Kızlardan birinde mesaj geliyor: “Yukarı gelin, burası harika.” Üst kattaki sigara odasına çıkıyorum. Kim oldukları hakkında hiç bir fikrim olmayan iki DJ kabinde, harikalar yaratıyorlar. Herkes ana sahnede olduğu için, burası oldukça boş. On kişi ya var ya yok. Evimin salonunda, harika DJ’ler çalıyormuş gibi hissediyorum. Mutluluktan ölebilirim. Delicesine dans ediyorum. Bir ara kendimi büyük ölçüde dans ve müzikte kaybetmişken, ne kadar susadığımın, kaç saattir dans ettiğimin farkında değilken, Bahar elime bir bira şişesi tutuşturup, “Şundan bir yudum alır mısın?” diye bağırıyor kulağıma. Bir yudum içiyorum. O soğuk bira, o anda dünyadaki en güzel şey. Sanki o güne kadar hiç içmediğim, o saniye tanıştığım bir mucize.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_3045.JPG

İşte o anda Amman’da içtiğim gazoz da böyle hissettiriyor. Hayatımda içtiğim en iyi gazoz. Üstelik de ben gazoz sevmem.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4801.JPG

Orada otururken bir Uber çağırıyor ve kralın oyuncaklarına bakmak için Royal Automobile Museum’a gidiyoruz. Bir bina dolusu lüks araba ve motosiklet. Tarihi olanlardan en son çıkanlara kadar. Bir kısmı yalnızca birkaç özel etkinlikte yalnızca bir iki kere kullanılmış.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4803.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4806.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4809.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4816.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4817.JPG

Hepsi özel tasarım ve muhtemelen çok çok pahalı olan motorsikletler sayıca o kadar çok ki, yan yana konulmuşken maketlere bakıyor hissi verecek kadar sıradanlaşıyorlar.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4812

Müzenin çıkışında bir gün önce keşfettiğimiz lokal tasarım markası Fanillah’ın küçük bir butiği var. Kasada duran adamla da dün şehir merkezinde tanışmıştık. Tanıdık birini görmenin mutluluğu ile keyifle onunla sohbet ediyoruz. “Bu saatte açık bir yer bulabilir miyiz? Bir şeyler yiyip içmek için?”

Az sonra Intercontinental Otel’in altındaki Meksika restoranındayız. Taco yiyip, margaritha içiyoruz. Devasa ekranda İngiltere’deki kraliyet düğünü canlı yayınlanıyor. Sohbet ediyor, margaritaları yuvarlıyor, kafamız güzelleştikçe hayatımızdaki adamlara sarıyoruz. Amman’da Meksika restoranında margaritha içerek, Londra’daki düğünü göz ucuyla izleyerek, İstanbul ve Münih’teki erkekleri çekiştiriyoruz. Hayat bazen çok absürd!

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4892

Akşamüstüne doğru yeniden şehir merkezine Rainbow Street’e dönüyoruz.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4922.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4932.JPGBir tasarım butik daha keşfediyor, hediyelerimizi alıyor ve şehre en sevdiğimiz mekanda veda etmeye karar veriyoruz.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4849.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4843.JPGamman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4943.JPGBooks@cafe‘de shiraz rose’lerimizi devirirken, bütün seyahatimizi gözden geçiriyoruz.

Ürdün, Avrupa seyahatlerine kıyasla oldukça pahalı bir istikamet. Çünkü şehirler arasında tren gibi bir ulaşım sunmadığı gibi, Amman haricinde garip rahatsızlık verici tavırlarla karşılaşmamak için lüks otellerde konaklamak gerekiyor. Ayrıca bir Ürdün dinarı yaklaşık 6 TL’ye denk geliyor. Yine de, buna rağmen, önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duymaya başlayacağımızdan ve gittikçe daha popüler bir seyahat istikametine dönüşeceğinden eminiz. Şehirler arasındaki mesafeler 1-2 saat sürüyor ve bu kadar kısa zamanda bambaşka doğal ve tarihi mucizeler sunan bir ortamda bulabiliyorsunuz kendinizi.

Avrupa’ya yeteri kadar yolu düşmüş olup, “farklı bir ruh arıyorum, büyülenmek, şaşırmak, etkilenmek istiyorum.” arayışında olanlar için Ürdün ideal bir istikamet. Kızıldeniz ve Ölüdeniz‘in biraz abartıldığı fikrindeyim, çok daha iyileri bizim ülkemizde bile var.

Deniz ile şaşırmak isterseniz size ilerleyen günlerde Salda Gölü ve Bonjuk Bay’den bahsedeceğim, onları bekleyin. 🙂 

Diğer yandan Wadi Rum ile Petra  gerçekten eşi benzeri olmayan, büyüleyici yerler. Sırf bunlar için bile Ürdün’e gelinir.

amman_mushaboom8_sezenturkerIMG_4953.JPG

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s