Amman’dan iki muhteşem cafe: Wild Jordan, Books@Cafe ve en iyi falafelci Hashem

Ölü Deniz’den Amman’a doğru yola çıktığımızda biraz buruğuz.

Bir hafta önce başladığımız bu seyahatte sırasıyla Akabe, Wadi Rum, Petra ve Ölü Deniz‘i gezerek ülkeyi bir ucundan diğer ucuna kat ederken, her durağımızda bambaşka doğa harikalarının tadını çıkarttık.

Amman, İstanbul’a dönüş uçuşumuzu yapacağımız şehir; bu yüzden Amman’a gitmek aynı zamanda seyahatin sonuna çok yaklaştık demek.

Diğer yandan, Ürdün’ün şehir hayatını da merak ediyoruz. Gezdiğimiz şehirlerde, sokaklarda gördüğümüz kişilerin de, restoranlarda etrafımızdaki masalarda oturanların da çoğu turistti. Büyük şehir hayatının nasıl olduğunu, turistik hayat dışındaki günlük rutinlerini merak ediyoruz. Yalnızca kocaman bir soru işareti var aklımızda: Ramazan’da Amman’da olmak nasıl olacak?

Ölü Deniz’deki otelimiz Kempisnki Ishtar‘dan çıkıp, Amman’daki otelimiz The House Boutique Suites‘e varmamız bir saatten kısa sürüyor.

Otelimiz, şehrin en hareketli sokağı Rainbow Street’in başında olmasına rağmen, şehir terk edilmiş gibi sokaklar bomboş. Transferimizi yapan çocuk açıklıyor, “İftar saatine kadar restoranların da, mağazaların da çoğu kapalı olacaktır.”  Ramazan ve aşırı sıcaklar birleşince, İspanyol usulü siesta’lar uygulanmaya başlamış şehirde. Öğle saatlerinde her yer kapanıyor, kimisi 16:00’da, kimisi 20:00’de tekrar açılıyormuş.

IMG_4618.JPG

Otelimiz The House Boutique Suites, Kempsinki’ler kadar şaşalı olmamakla birlikte, muhteşem bir lokasyonda bulunuyor. Kaldığımız otellerin hepsinden daha ucuz olmasına rağmen, ütü, ütü masası, hurmalı bisküvi gibi, lüks otellerde denk gelmediğimiz ama gün içinde ihtiyaç duyduğumuz her şeyi bize sunuyor. Dekorasyonu güzel, odamız tertemiz. Fiyat konfor dengesi gayet yüksek bir otel, Amman’a yolunuz düşerse aklınızda bulunsun.

IMG_4428.JPG

İftar saatine kadar otelimizin terasındaki havuzda vakit geçirmeye karar veriyoruz. Şehre tepeden bakıyor, bol buzlu sularımızı yudumlayarak, döne döne bikini izlerimizi yakıyoruz. Havuzda serinliyor ve kitaplarımızı okuyoruz. Amman’da yaşayan, ancak o sırada seyahatte olduğu için bizimle çok kapsamlı favori mekanlar listesini paylaşarak ilgilenen ve hakkında “amazing lover” olması dışında hiç bir şey bilmediğimiz bir adamın tavsiyelerini inceliyor, içlerinden ilgimizi çekenleri haritada işaretliyoruz.

IMG_4502.JPGIMG_4471.JPG

Akşamüstü ıstakoz gibi kızarmış halimizle ve guruldayan midemizle iftar saatini bekleyemeyeceğimize karar verip, kendimizi sokaklara vuruyoruz.

IMG_4541.JPG

Rainbow Street‘te yürümek, Karaköy’de yürümek gibi. Esnaf dükkanlarının arasında bir anda gerçekten çok zevkli dekore edilmiş cafe’ler ve tasarım butikler çıkıyor karşımıza.

IMG_4552.JPGIMG_4553.JPGIMG_4593.JPGIMG_4589

İlk istikametimiz Wild Jordan.

IMG_4579.JPG

Oldukça büyük bir alana kurulmuş, içinde bir butik ve cafe bulunan bir mekan burası. Yemeklerinde kullandıkları bütün malzemeler, o ülkede yetiştirilmiş ve doğal ürünler. Mekandaki her bir detay çok keyifli. Oldukça modern ayrıştırma kutularının üzerinde Arapça yazılar yer alıyor, dekorasyonun modernliğinin inadına gerçek bir Ortadoğu manzarasına bakıyor.

IMG_4594.JPG

Aynı şekilde menüde de, Ortadoğu mutfağının vegan ve daha sağlıklı seçenekleri yer alıyor. Çok lezzetli şeyler yiyip içerek orada saatlerimizi geçiriyoruz.

IMG_4597IMG_4605.JPG

Wild Jordan’dan çıktıktan sonra Rainbow Street’i boydan boya yürüyor ve listemizdeki Books@Cafe‘nin yolunu tutuyoruz. Alt katı kitapçı, üst katında ise hem kocaman bir terası, hem de yemyeşil bahçesi olan bir cafe.

IMG_4650.JPG

Terası, şehre tepeden bakıyor. Menüsünde yemek de var, lokal şaraplar da, kahve de, çeşit çeşit çaylar da… Kahve ile şarabın aynı fiyata olduğunu fark edince, elbette tercihimi Ölü Deniz’de keşfedip bayıldığım Shiraz Rose’den yana yapıyorum.

IMG_4659.JPGIMG_4661.JPG

Garsonların t-shirtları çok güzel, herkes şakır şakır İngilizce konuşuyor. Mural ile kaplı duvarların arasında oturup, top atılışını izlemek çok mistik.

Ürdün’de Ramazan, gerçekten kutlanıyor. Her evin balkonunda yanıp sönen beyaz ışıklar ve bembeyaz ay yıldızlar var. Top atıldığında, bu ışıklar yakılıyor ve şehir bir anda yanıp sönmeye başlıyor.

Biz keyifle şehri izlerken, daha önce iki yıl boyunca Amman’da yaşamış bir arkadaşımdan mesaj geliyor: “Orası benim Amman’da en sevdiğim noktaydı. Daha bugün ayak bastın şehre. Nasıl bu kadar hızlı keşfedebiliyorsun en güzel yerleri?”

Gülüyorum, belki de her şehre kucak açıyorum, yadırgamıyorum, merak ediyorum, anlamaya çalışıyorum ve her şehir bana bunun karşılığında güzel sürprizler veriyor.

IMG_4701.JPG

İftar saatinden sonra, Rainbow Street’teki mağazaların açılmış olacağını düşünerek, şevkle tekrar yürümeye başlıyoruz şehirde. Yanılmıyoruz da! Sabah gözümüze kestirdiğimiz tasarım butiklerden biri olan Fanillah‘a gidiyoruz.

IMG_4700.JPG

Kendimize nefis parçalar bulmanın keyfini sürerken, o mağazayı işleten gayet yakışıklı genç adamları da sürekli “Bunun üzerinde yazan ne anlama geliyor?” sorularımızla darlıyoruz. Bakıyoruz, onlar da bizim Arapça yazılara ilgimizden verdiğimiz tepkilerden çok keyifli, modern, genç ve yakışıklı adamlar bulmanın da mutluluğuyla hemen aklımızdaki soruları sormaya başlıyoruz: Siz nerelere gidiyorsunuz? Mesela şehirde en iyi falafel nerede yenir?

En iyi falafelcinin bulunduğumuz noktadan epey uzakta olduğunu öğrendiğimizde, biraz keyfimiz kaçıyor. Ama hemen ardından Ürdün’de hayatımızı kurtaracak, günlerimizi güzelleştirecek bilgiyi de onlar bize veriyor: Amman’da Uber var. Taksiler değil, arabası olan gençler Uber hizmeti sunuyor. Her yere 1-5 dirhem ödeyerek gitmemiz mümkün.

Sokağa çıkar çıkmaz bir Uber çağırıyor ve en eski en iyi olduğu söylenen Hasheem‘in yolunu tutuyoruz. Yolda giderken, Lonely Planet’in de burası için “Burada falafel yemediyseniz, falafel yememişsinizdir.” biçiminde iddialı cümlesini görünce, iyice heyecanlanıyoruz.

IMG_4703.JPG

Bütün bir gün herkesin şakır şakır İngilizce konuştuğu, modern cafe’lerle dolu sokaklarda gezdikten sonra, bir anda esnaf lokantasındayız. Garson bizim ne istediğimizi anlamadığı için, İngilizce bilen biri bulunup yanımıza getiriliyor. Az sonra da gerçekten muazzam lezzetli falafel topları ile humus masamıza geliyor.

IMG_4695.JPG

Akşam otelimize geri döndüğümüzde keyfimiz çok yerinde. Ramazan’da yapacak hiç bir şey bulamaz mıyız endişemizin inadına, dolu dolu bir gün geçirmiş olmaktan mest haldeyiz. Ve falafel ile humusun tadı damağımızda…

 

Amman’dan iki muhteşem cafe: Wild Jordan, Books@Cafe ve en iyi falafelci Hashem” üzerine 2 yorum

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s