Hellooo!

Yarısından  döndüğüm tatiller, hala uslanmadan çıkıp durduğum yollar, bitmeyen sözleşmeler, ufak ufak sosyalleşmeler derken buraları biraz ihmal ettim farkındayım.

Tam kaldığımız noktaya geri dönelim. Yeni normalde Kaş’ın genel atmosferinden ve beach deneyimlerimden bahsetmiştim. Gelelim gece hayatına ve yeme-içme adreslerine…

Bodrum’da, Alaçatı’da her sezon yepyeni mekanlar açılırken ve eskilerin pabucu dama atılırken; Kaş’ta garip bir biçimde senelerdir aynı mekanlar ve restoranlar hep daha popüler.

Herkes birbirine aynı yerleri tavsiye etmeye devam ediyor, aynı yerlere rezervasyon yaptırıyor. Bu yüzden vasat bazı mekanlar çok kalabalıkken ve buralarda yer bulunamazken, çok daha keyifli ve keşfedilesi bazı mekanların hakkı verilmiyor.

Biz geçen sene bize şiddetle tavsiye edilen bazı restoranlarda büyük hayal kırıklığı yaşadıktan sonra, tavsiyeleri kulak ardı etmeye başlamıştık. Bu sene de kafamızın dikine gitmeyi sürdürdük, yalnızca tavsiyesine gerçekten güvendiğimiz kişilerin sözünü dinledik.

Happy Hour ve Gün Batımı 

Bütün gün rengine hayran kaldığınız denizde gününüzü geçirdikten sonra, otel odanıza veya evinize dönmeden önce Derya Beach’e uğramanız Kaş’ın olmazsa olmazı.

Derya Beach’in dekorasyondan, çaldığı müziklerden çok büyük bir beklentiniz olmasın. Yine de “Kaş’ta kimler var, kimler yok?” gözlemi yapmak isterseniz en iyi nokta burası. Özellikle de No:11’in kapalı olduğu bu yeni normal yazda.

Kokteylleri leziz:Jack Nar klasik, kızılcık feneri benim bu sezon keşfedip favorim olan…

Akşam için çok farklı bir alternatif olmadığından, bir çok kişi gece yarısına kadar burada takılmayı tercih ediyor.

Derya Beach’in kalabalığından ürkerseniz ve daha sakin bir yerde güneşi batırmak isterseniz, Kaş’ın en meşhur adresi yıllardır Deja-vu. Ancak sezonda saatler önceden gidip bir masa kapmayı gerektiriyor, özellikle tekneden dönüyorsanız veya denizden erken ayrılmak istemiyorsanız, burada yer bulmanız pek olası değil.

Bizim bu sene her gün gün batımı için gittiğimiz adres Loop oldu. Her yerde insanlar oturmak için sıra beklerken, bu mekanın müthiş manzarasına, lezzetli kokteyl ve yemeklerine rağmen niçin her seferinde oldukça boş olduğunu biz gerçekten anlamadık. Kaş’a yolunuz düşerse, gün batım saatlerinde Loop’a yolunuzu düşürmenizi şiddetle tavsiye ederim. Ayakta kalmadan, güzel bir gün batımı, lezzetli bir kokteyl için…

Güneşi batırdıktan, güzel bir duş aldıktan ve karnınız acıktıktan sonra lezzetli bir yemek için gidebileceğiniz restoranlara gelirsek…

Biz ilk günümüzde hiç risk almadan doğrudan, geçen sene mezelerini en çok sevdiğimiz Tzatziki Meyhane‘ye gittik.

Seyahat arkadaşım, geçen sene ben sipariş verdiğimde burun kıvırdığı fakat tattıktan sonra bayıldığı “deniz ürünlü kabak sarma”yı biz Kaş planı yaptığımızdan beri sayıklayıp durduğundan bu sefer geriye kalan bütün deniz ürünlü kabak sarmaları biz sipariş verdik.

Bu meyhanenin bütün mezeleri taze ve güzel, servisi hızlı. Daha önce yemediğimiz mercimek favayı da çok sevdik.

Alışılagelmiş mezelerin dışına çıkmak isterseniz Mezeteryan‘ı şiddetle tavsiye ederim. Menüsünde neo-klasik mezeler başlığı altında, hepsini merak edeceğiniz pek çok seçenek var. Biz pancar muamara, fesleğenli humus, gambilya favası denedik, hepsini de çok beğendik. Ciğeri de leziz.

Ciğerden sonra bir de vejeteryan bir restoran tavsiyesi ile karşınızdayım: Oburus Momus. Çok keyifli bir bahçenin içine konumlanmış, sağlıklı ve vejeteryan yemeklerin ne kadar lezzetli olabileceğini kanıtlayan bir restoran burası.

Akşamları rezervasyon yaptırmadan yer bulmak zor, ancak bana göre akşam yemeğindense öğle yemeği için daha ideal bir adres. Özellikle de Derya Beach veya o hattaki beach’lerde gününüzü geçiriyorsanız, güneşe biraz ara verip, hafif ve lezzetli bir şeyler atıştırmak için hiç üşenilmeyecek bir mesafede. Tamamen sağlıklı bir çizgide devam etmek iradesinde değilseniz, salatanızın yanına bir de sangria söyleyin. Az şekerli, çok lezzetli, güneşin altında içinde çiçekle dondurulmuş buzları ile şahane gidiyor.

Karınlar da doyduysa sıra gece hayatında!

No:11’in eksikliği sonuna kadar hissedilirken, Türkçe pop eşliğinde avaz avaz şarkı söyleyemezken, neyse ki Gagarin hala bizimle. Geçen sene tepelere tırmanıp “Hayat benim her anımı yaşadıkça sevesim var. Aldırmam hiç yağmurlara. Benim güzel hatalarım var.” diye altımda dans eden kalabalığa bağırdığım haline kıyasla, bu sezon çok sakin.

Yine de her zamanki gibi ekip çok tatlı ve Royal Detox lezzetli. Gagarin’de olmak çok özlediğim bir arkadaşımla kavuşmak gibi. ❤

Gagarin’de MFÖ’den Miskin çalıyorsa hesabı isteyip gitme zamanı gelmiş demektir. Ne kadar ısrar kıyamet olsa da asla bu şarkının üzerine bir şarkı daha çalınmaz.

Gecenin olağandan bile erken bitmesi sonrasında, herkesin meydana gidip şaşkınlıkla “Eee bitti mi şimdi?” diye birbirine bakması çok matrak. Spontane biçimde tanıdıklarla Kaş sokaklarında kesişmek hep çok keyifli.

Yaz bitmeden gel, yapraklarım solmadan narlar olmadan gel!