Bonjuk Bay’in ne zaman ne şekilde radarıma girdiğini hatırlamıyorum; ama bir süredir takip edip, gitmek için uygun bir zamanı kolluyordum.
Kutlanacak bir doğum günü gibi harika bir sebep, başbaşa vakit geçirmek için boş bırakılmış bir haftasonu ile birleşince, Bonjuk Bay kendi zamanını yaratmış oldu.
Dürüst olmam gerekirse, gitmeden önce neyle karşılaşacağımızdan emin değildim. Kendine bohem bir konsept yaratmış lüks bir konaklama mı, yoksa gerçekten hippi bir ortam mı, şahane kafalar mı, yoksa gerçekten spiritüel bir deneyim mi kestiremiyordum.
Giden arkadaşlarıma sorduğumda da, “Çok iyi, mutlaka git.” gibi detay içermeyen; ama şevk veren geri dönüşler alıyordum.
Aylardır güzel kolları arasında saatler geçirmeye bayıldığım adamın, weissbier bardağı yok diye weissbier içmemesi gibi seçici olabildiği zamanları deneyimlediğimi ve sıcak havaya tahammülsüz olduğunu göz önünde bulundurunca, birlikte Çeşme gibi denenmiş topraklar yerine Bonjuk Bay’e gitmeye kalkmamızın bir delilik olduğunun da bal gibi farkındaydım.
Yine de bir kadın ile bir erkeğin görüşmesindeki bütün klişeleri birer birer yıkarak, bunun ne kadar harika ve eğlenceli olabildiğini deneyimlediğimize göre, birlikte ilk seyahatimizin de sıradan olmaması tam bize yakışıyordu. (Ki birlikte ikinci seyahatimiz de yine oldukça sıradışı olacak gibi görünüyor. Çok yakında 🙂 )
Böylece Bonjuk Bay planımız netleşti. Asıl enteresan kısım ise bu noktada başladı.
Biliyorsunuz, normalde tarih ve istikameti netleştirmek bir seyahatin en zorlu kısmıdır, konaklanacak yer ayarlamak ise beş dakika bile sürmez. Booking, Airbnb, Hotels gibi siteler aracılığı ile sabah kahvesi içerken kaşla göz arasında rezervasyonunuzu yapabilirsiniz.
Bonjuk Bay ise aracı hiç bir siteyle konaklama ayarlayamadığınız bir yer. Kendi web siteleri üzerinden bir form doldurmanız, bu formda Linkedin ve Instagram hesaplarınızın linklerini paylaşmanız ve hatta bir de daha önce oraya gitmiş bir arkadaşınızı referans göstermeniz gerekiyor.
Ben daha önce hiç böyle bir konaklama rezervasyonu yapmamıştım! Şirketteki arkadaşlarım da, “Tatile gidiyorum ayağına iş başvurusu mu yapıyorsun nedir? Referans göstererek tatile mi çıkılır?” diye takılıyorlardı bana.
Cuma kapalı özel bir etkinlik olduğundan ve yalnız bir gece konaklamalı misafir kabul etmediklerinden, cumartesi ve pazar geceleri için rezervasyonumuzu yapıp, heyecanla geri sayıma başladık.
Sonunda beklediğimiz gün geldiğinde, İstanbul’dan Dalaman’a uçup, Dalaman Havalimanı’ndan bir taksiye binip -yanlış hatırlamıyorsam yaklaşık 200 TL kadar tutuyor – Bonjuk Bay’in yolunu tuttuk.
Bize yolda Cola ve soda ısmarlayan taksici abi (ki olağanın dışında tatlı jestlerin varlığını ben hep seyahatlerin çok iyi geçeceğine işaret olarak kabul ederim), lokasyon açarak gittiğimiz Bonjuk Bay istikametinde “Kesinlikle yanlış yöne gittiğimizden ve orada hiç bir şey olmadığından” emindi: Bu kadar yıldır havalimanı taksisiymiş, hiç buraya gelen olmamış. Acaba Boncuk Plajı’na gidiyor olabilir miymişiz?
Haritanın gösterdiği noktaya geldiğimizde ise “Özel mülktür girilemez.” yazısı ve “Zili çalıp perileri bekleyin.” yazan bir zil ile karşılaştık. Zili çalıyoruz, açan yok. Rezervasyon yaptığımız numarayı arıyoruz, açan yok. Yaklaşık yirmi dakikalık bir beklemeden sonra, bizim bütün telaşımızın aksine çok rahat birisi gelip bize kapıyı açtı. Taksiden indik, “Şuradan aşağı gidin.” dedi. Valizlerimizi sürüyerek gittik. Sanıyoruz ki, o da arkamızdan gelip check-in işlemlerini yapacak. Biraz bekledik, baktık gelen giden yok, check-in işlemlerinin yapıldığı yeri bulduk.
Kimliklerimizi aldıktan sonra, elimize upuzun bir manifesto tutuşturuldu, içinde Bonjuk Bay kurallarının yazdığı… Kimsenin iznini almadan sosyal medyada fotoğraflarını paylaşamayacağımızdan, günde üç kere gong çaldığında hep birlikte uzun masada oturup yemeklerimizi yiyeceğimize kadar bir sürü kural vardı.
İlk günümüzü insanları gözlemleyerek, mekanı keşfederek ve denizin tadını çıkartarak geçirdik.
Üç gün bittiğinde, orada muhteşem zaman geçirmiş ve Bonjuk’a bayılmıştık.
Aradan bir ay geçtikten sonra, şimdi de sürekli dilimizde Bonjuk, kapanış partisine gitme planları yapıyoruz.
Merak ettiğiniz, bana sorup durduğunuz her şeyi anlatmaya çalışacağım:
Bonjuk Bay Nasıl Bir Yer?
Kocaman özel bir koy. Rezervasyon yaptırmadan -ki rezervasyon süreci gerçekten yukarıda anlattım gibi şu formu doldurarak gerçekleşiyor- yoldan geçerken bir gidip bakamayacağınız bir alan. En azından ilk gidişiniz için. Sonra oradakileri tanıdıktan sonra, çok daha kolay, dostane bir şekilde rezervasyonunuzu yapabilirsiniz.
Böyle olmasını da açıkçası ben başlangıçta çok yadırgadıysam da, gittikten sonra çok mantıklı buldum. Çünkü belli bir kitlenin orada olmasını ve orada olan herkesin birbiri ile iyi geçinebilmesini istiyorlar.
Bu özel koyda kapıdan girdikten sonra kocaman tarlalar var. Gün boyu yiyip içeceğiniz her şey bu tarlalarda yetişenlerden hazırlanıyor. Tarlalar ile deniz kıyısı arasında ortak alanlar var. Ortak duşlar, tuvaletler. Bar ve yemeklerin yendiği kısım.
Ortak duş ve tuvalet dediğimde herkesin yüzünde bir gerginlik görüyorum. Bu yüzden bu kısmı biraz daha açıklamak istiyorum. Gayet temiz, Rebul Atelier’in duş jeli ve şampuanları olan rahat rahat kullanabileceğiniz duşlar bunlar.
Hatta buradaki ortak güzellik kutusu fikrine ben bayıldım.
Ormana doğru olan kısımda ise konaklanan çadırlar var.
Bütün bir koy boyunca kocaman palmiyelere asılmış yataklar, yerlerde puflar, hamaklar dizili. Dilerseniz başka misafirlerle iç içe olmayı tercih edebileceğiniz gibi, daha kenarlarda başbaşa zaman geçireceğiniz, gözden kaybolabileceğiniz sadece size özel olabilecek alanlar da var.
Ortak alanlarla plajı da kocaman bir çim alan ayırıyor. Burada bir kenarda voleybol sahası var, diğer tarafta ise üzerinde yatabileceğiniz puflar.
Çalışanlar gönüllülük esasıyla çalışıyor. Yemek yapanlar da, gelen DJ’ler de aynı şekilde. Ücretsiz konaklamaya karşılık herkes becerilerini ortaya döküyor.
Konaklama İçin Tek Seçenek Çadır Mı?
Farklı fiyat seçeneklerinde, farklı konaklama opsiyonları sunuyorlar. Kendi çadırınızı alıp gidebileceğiniz gibi, taş evdeki odalarda da konaklayabilirsiniz. Onların sunduğu glamping çadırlar ise 6 metrekarelik (Lotus Bud Tent) ve 18 metrekarelik (Lotus Belle Tent) olmak üzere iki ayrı seçenekte. Bir de yalnızca bir adet devasa bir Safari Tent var. Otel odası büyüklüğünde.
Kendi çadırınızla gitmeniz en ekonomik seçenek, geceliği kişi başı 220TL; safari tentte iki kişi konaklamak ise 2.200TL. (Bu fiyatlara üç öğün yemeğin de dahil olduğunu belirteyim.)
Biz Lotus Belle Tent’te kaldık, geceliği 1.180TL idi ve bir daha gidersem de tercihimi yine aynı konaklama seçeneğinden yana kullanırım. İçinde çift kişilik karyola, sıcaklayınca açmak için fan, kıyafetleri asabileceğimiz askılar ve minderler vardı. Tavanı içinde rahat rahat ayakta durulabilecek kadar yüksekti.
Arka tarafında da özel banyo ve tuvaleti vardı. Biz çadırımızda gerçekten güzel zamanlar geçirdik.
Yeme – İçme İşleri Nasıl Oluyor?
Günde üç kere gong çaldığında, açık büfe tarzı bir yemek alanı kuruluyor. Beş yıldızlı otellerin açık büfeleri gibi yüzlerce seçenek gelmesin aklınıza; ama tek tip yemeğe de maruz kalmıyorsunuz.
Yiyecekler genellikle sebze ağırlıklı; ama makarna ve tavuk gibi sebze dışında seçenekler de oluyor.
Yediğimiz her şey gerçekten lezzetliydi ve bu yemeklerin dışında bir şey yeme ihtiyacı duymayacağımız kadar doyurucuydu.
Günde üç kere servis edilen bu yemeklerin dışında, bütün ihtiyacınızı her zaman bardan karşılayabilirsiniz.
Gün boyu açık olan barda, atıştırmalık yiyecekler, filtre kahve ve leziz kokteyller var. Bonjuk Spice bizim açık ara favori kokteylimiz oldu.

Processed with VSCO with c1 preset
Ancak plajda güneşlenirken, menü isteyeyim, kokteyl siparişi vereyim diyorsanız, Bonjuk Bay size göre olmayabilir. Bütün ihtiyaçlarınızı gidip bardan almanız lazım. Fiyatlar ise İstanbul ortalamasına kıyasla oldukça makul.
Ortam Nasıl? Bir Gün Nasıl Geçiyor?
Sabah erken saatlerde katılmak isteyenler için yoga dersleri yapılıyor. Ardından kahvaltı saati başlıyor. Sonrasında gün batımına kadar kendi halinizdesiniz. Yüzmek, kitap okumak, çimlerde miskinlik yapmak, diğer misafirlerle sosyalleşmek, çadırınızda veya hamaklarınızda takılmak tamamen tercihinize bağlı.

Processed with VSCO with c1 preset
Gün batımında herkes sahilde toplanmaya başlıyor ve gerçekten muhteşem bir gün batımı manzarası ile DJ performansı başlıyor. Herkes kafasına göre dans ediyor. Herkesin yüzü gün batım manzarasına dönük… O ruh haline girmek için, her akşam dinlediğimiz ve bayıldığımız bir Oliver Koletzki’ye şuradan, gün batımında çekilmiş bir videoya şuradan ulaşabilirsiniz.
Gerçekten Bonjuk’ta en çok sevdiğim saatler bu gün batım ritüeli oldu. Her gün çok güzeldi.
Geceleri ne olduğu o haftanın programına bağlı. Bazı geceler gayet sakin geçerken, bazı geceler partiler olabiliyor. Rezervasyon yaptırmadan önce o haftanın programını öğrenmenizde fayda var.
Bonjuk Bay’e Kimle Gitmeli? Kiminle Gitmemeli?
Bence deneyiminizin nasıl olacağını belirleyen esas konu bu. Gün boyunca başbaşa zaman geçirmekten sıkılmayacağınız biriyle gitmeniz çok önemli.
Çünkü Bonjuk’ta akşam yemeğine nereye rezervasyon yaptırsak, ne giysek gibi zaman alan planlamalar olmadığından, gerçekten gittiğiniz kişiyle vakit geçiriyorsunuz.
Bence ideal Bonjuk deneyimi için ya gerçekten çok iyi anlaştığınız flörtünüz yanınızda olmalı ya da en az 3-4 kişiden oluşan çok sevdiğiniz arkadaş grubunuz.
Kavga ettiğiniz sevgilinizle giderseniz, günler size çok uzayabilir, yaptığı her şey batabilir ve bolca kavga edebilirsiniz örneğin. Veya iki arkadaş giderseniz, konuşacaklarınızı ilk günden tüketip, sıkılmaya başlayabilirsiniz.
Seçim sizin ama bence ya fingirdemeye doyamadığınız biri olsun, ya da matrak arkadaş grubunuz.
Bonjuk Bay’i Neden Çok Sevdin?
Tatile çıktığımız zaman, tatilimizin büyük bir kısmının planlama yapmakla geçmesinden ben çok hoşlanmıyorum. Akşam yemeği için rezervasyon yaptırma zorunluluğu, gece nereye dans etmeye gideceğiz düşünceleri, ne yesek kafa yormaları, şezlong savaşları…
Bonjuk’ta hiç bir şey düşünmeniz gerekmiyor. Yemek saatleri belli, ne yiyeceğinizi düşünmenize gerek yok. Karar vermeniz gereken iki şey: Ne zaman içmeye başlasak? Kokteyl mi içsek, soğuk beyaz şarap mı?
Bir de ben Bonjuk’un milliyetsizliğini sevdim. Bunu açıklamakta biraz zorlanabilirim. Hani Çeşme veya Bodrum’dayken kulağınıza illa ki Türkçe pop bir şarkı gelir, Yunanistan’da hangi plaja giderseniz gidin frappeler, “ela ela” bağırışları size nerede olduğunuzu hatırlatır ve bu örnekler sonsuza kadar gidebilir ya… Bonjuk’ta geçirdiğim zamanlarda dünyanın her yerinde olabilirmişim gibi hissettim ben. Ibiza Benniras’ta da, Marmaris’te de, tekneyle gittiğimiz özel bir koyda da…
Özellikle euro ve dolar kurları bu kadar yükselmişken, farklı bir şeyler deneyimlemek istiyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
Keşfederek ve yaz ruhuyla kalın!
o kadar para vericem bir de kapıda 20. dk bekleyeceğim! ıhhhh bana uymaz. gongla yemeğe gitmekte yatılı okulu anımsattı, sabah kalk borusu da çalabilirlermiş:)
bodrumda hostelde kaldım bunun 20de bir parasına deniz manzarası yoktu tamam ama mandalin ağaçlarının altında uyuyordum kocaman minderlerde. neyse, istanbullıu eviyor hem pahalı olsun hem bekletsin. bana uymuyor.
BeğenBeğen
Çadırın geceliği 1.180 TL mi? Yuh… Hippiliğin özü bedavadır, paylaşmaktır… Bunlar kapitalist olmuş… Çalışana para verme, herşey ortak ama çadıra gecelik bin lira… Gerçekten yuh…
BeğenBeğen
Merhaba.
Ben yalnız gitmek istiyorum. Acaba gecelik yine mi 1.180 ödemem lazım?
Bide referansım yok, yinede gidebilirmiyim?
BeğenBeğen
Merhabalar,
Fiyatlar konaklama tipine göre değişiyor. Daha ucuz ve daha pahalı seçenekler var. Sitelerindeki formu doldurduğunuzda seçenekleri size iletiyorlar.
Sevgiler,
Sezen
BeğenBeğen
Bar ucrete dahil degil mi?
BeğenBeğen
Merhabalar, hayır değil. Yalnızca günde üç öğün yemek dahil. Bu öğün saatleri dışında aldığınız yiyecekler ve bardan içkiler ekstra. Her şey dahil bir konsept olarak düşünmeyin
BeğenLiked by 1 kişi