2023 yılının “best of”ları

2023, nasıl geçtiğini asla anlamadığım kadar hızlı bir sene oldu, yılın son haftasına başladığımıza gerçekten inanamıyorum şu anda.

Diğer yandan ise benim açımdan gerçekten bir kaç yıla değer doluluktaydı. Çok çalıştım, yeni bir kariyer sayfası açıldı önümde ve yepyeni şeyler öğrendim, kendi rekorlarımı kıracak çok yol ve yolculuk yaptım, çok dans ettim, muhteşem manzaralar izledim, güzel işler yaptım.

Yıllardır çok sevdiğim bir alışkanlığım, yıl biterken oturup bütün seneyi gözden geçirerek bu listeyi hazırlamak.

En İyi Festival: Bu sene gittiğim en iyi festival açık ara Tomorrowland Brazil oldu. O sürekli değişen, insanı hipnotize eden, gerçek dünyadan uzaklaştıran ana sahneyi, bir insanı özler gibi özlüyorum, hala! Oradaki son geceki üç saatlik bir zaman dilimi var ki, delice dans ederken evrenle bütünleştiğim, hayatımdaki her şeyin yerli yerine oturduğu, tam olarak o sırada ne yaşadığımı hala çözemediğim – bu seneden bir zaman dilimini tekrar yaşama şansım olsaydı hiç şüphesiz o zaman dilimini seçerdim.

Bu Seneki En İyi Yatırımım: Güzel finansal yatırımlar da yaptığım bir sene oldu bu sene; ama gerçekten o fon ve hisselerden çok, uçak ve festival biletleri ile şahane bikinilerimin daha iyi yatırımlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü beni hep çok mutlu ettiler.

Ülkede bir sürü tatsız gündem olurken, ekonomik sebeplerle belirsizliklerle çok zor bir yıl devrilirken, kendi mutluluğuma ve ruh sağlığıma yaptıklarımdan daha iyi bir yatırım olabilir mi? Ve ben harika bikinilerimle deniz kıyısındayken, festivallerde dans ederken ve yepyeni bilmediğim istikametlere yol alırken hep çok mutluydum.

En Spontane Seyahat: Cercle etkinliği için Mısır’a gitmeye niyetlenmiştik. O sırada henüz Türkiye vatandaşları için vize kalkmamıştı ve bizim vizemiz gitmek istediğimiz etkinliğe yetişmemişti. Etkinliği kaçırmış olmamıza rağmen, “Ee hadi gidelim ya!” diyerek yalnızca bir gecelik otel rezervasyonumuz ile kalkıp Mısır’a gittik. En spontane en plansız olan Mısır seyahatimiz oldu ve muazzam güzel geçti. Ayrıca Aslıplan ile yıl boyunca sonra birlikte cüretkar yollara düşme hikayemizin de asıl başlangıcı oldu.

Bir de İstanbul’da bir türlü kesişemediğim çok sevdiğim bir arkadaşımı görmek için gittiğim Kayseri. Sakin sohbetli bir gün geçirip dönerim diye gidip, çılgın gibi partilediğim, tuhaf hikayelerin ardı ardına geldiği maceralı bir spontane seyahat oldu.

En İyi Kozmetik: Öpüşmek dışında hiç bir şekilde çıkmayan Maybelline Silk Matte ruj, kalıcılık konusunda rakipsiz. Denizler, havuzlar, birbiri ardına devrilen günler, yolculuklar, devrilen kokteyller arasında hep kırmızı dudaklarla kalmamı sağladığı için çok seviyorum.

En İyi Club: Bu sene deneyimlediklerimin hepsini düşününce, bu yıla da içinde başladığım Tayland Phangan’daki Eden kesinlikle en başı çeker. Ormanın içinde bir yürüyüşle ulaşılan, kayaların üzerinde konumlanmış bu yer mekan olarak çok iyi olduğu gibi, DJ’ler hep çok iyiydi ve hepsinden ötesi içerideki kitleydi. Kimsenin telefonuyla oynamadığı, herkesin delice dans ettiği, hiç tanımadığınız insanların bile kırk yıllık arkadaşınız gibi davrandığı gerçeklik ötesi bir club.

İstanbul özelinde düşünürsek ben hala Klein Garten‘ı çok seviyorum. Gün batım manzarası, leziz margaritası, tuhaf tesadüfler ve kesişimler yaşatması, dekorasyonu ve iyi müziğiyle benim İstanbul’da her gittiğimde gerçekten eğlendiğim bir adres.

En İyi Restoran: O kadar fazla yerde o kadar çok güzel yemek yedim ki, bu o yüzden seçmemin en zor olacağı kalemlerden biri. İstanbul’da hem ortamı, hem kombucha kokteylleri, hem ekibi, hem de şaşırtan lezzetleriyle benim favorim hala Smelt&co. Sunum olarak Neolokal, atmosfer olarak Olden 1772 ve hem geleneksel hem modern harmanı ile Alaf.

Bütün yıl boyunca her yerde yediklerimi düşününce, Floripa’daki O Timonerio, Rio’daki Sushi Leblon ve Dedeağaç’taki Nisiotiko ilk aklıma gelenler. Bir de son İtalya seyahatimizde çok leziz yemekler yedik, onlardan ayrıca detaylı bahsedeceğim – henüz sıra gelemedi.

En İyi Gün Batımı: Bu seneye başladığım Tayland‘da izlediğim gün batımlarının eşini benzerini hiç bir yerde görmedim. Öyle bir pembelik, öyle bir yerin göğün renginin değişmesi söz konusu ki oradaki gün batımlarında, gerçekten manzara açısından oradaki gün batımları açık ara bu sene izlediğim en iyi gün batımlarıydı. Ancak o dönemki erkek arkadaşımın beni çok zorladığı günlerdi, o gün batımlarına karşı hep kendimi, duygularımı, o ilişkiyi isteyip istemediğimi anlamaya çalıştığım için, çok keyifli anlar olmadılar benim için.

Babakamp‘taki gün batımlarını bu yüzden favorim olarak seçeceğim. Yemekten sonra, dans etmeye başlamadan hemen önce ormanın içinden bir yürüyüş yaparak çıktığımız tepede izlediğimiz bu gün batımları, az sonra harika bir partiye başlayacak olmanın heyecanı, çok sevdiğim arkadaşlarımın yanımda olduğu, harika canlı müzikler dinleyerek çok güzel gün batımları izlediğimiz anlardı.

İş ve Kariyer Açısından En İyi An: Bu sene gerçekten zaman ve mekan bağımsız çalıştığım bir sene oldu. Bu sayede, haftalık ortalama 50 saat kadar çalışmama rağmen, işim bana “hayatımdan bir şey götürüyormuş” gibi hissettirmedi. Çok daha verimli, çok daha üretken, çok daha tahammüllü ve şevkli oldum. Hayatımda şimdiye kadar işimi en çok sevdiğim sene olduğunu söyleyebilirim, yıllık izin kullandığım zamanlarda ve hafta sonu tatillerinde bile bilgisayarımı açmak bana hiç koymadı.

O yüzden de yaptığım işlerle ilgili çok fazla olumlu geri bildirim aldığım, hızım ve çözüm odaklılığımın çok methedildiği bir sene oldu. Yine de bir tanesini seçeceksem, isimsiz bir terfi duyurusu hazırlamamın istendiği, benim de hazırlayıp yolladığım, sonra yayınlandığında onun benim terfim olduğunu fark ettiğim an çok sürprizli çok güzel bir andı.

En Duygusal An: Depremden sonra Maraş’a gittiğimiz gün. Bugüne kadar kurumsal hayatta birlikte çalıştığım iş arkadaşlarımla koliler taşıyıp yardımlar ve yemekler dağıttıktan sonra, hazırladığımız etkinlikte çocukları uçan baloncukların peşinde gülerken dans ederken gördüğüm dakikalar. Çok kalbime dokunan, çok enteresan hisler hissettiğim bir andı.

En İyi DJ: En ama en zoru bu sanırım, çünkü bu sene o kadar çok iyi performans dinledim ki! Avangard Tabldot’un kayıtlarının çok büyük hayranı olmasam da Isle of Escape‘teki performansı çook çook iyiydi, Beyond Festival‘de Landikhan’a bayıldık, bütün bir set olarak Authentica‘da dinlediğim Innella’yı sanırım hepsinden daha üst bir sıraya koyabilirim. Daha sonra o seti evde de defalarca açıp deliler gibi dans ettim, sanırım bu sene açık ara en çok dinlediğim set bu. Tomorrowland’de dinlediğim Lost Frequencies‘e bayıldım, yine orada dinlediğim Paul Kalkbrenner muazzam bir kendi iç dünyanda yolculuk müziği yaptı, Klein Garten’da dinlediğim Laolu da sanırım en seksi setti. Türkiye’de en çok dinlediğim ise Görkem Çay oldu. Bu sene bir sürü farklı mekanda dinledik onu, her seferinde çok eğlendik. Ayrıca tuhaf bir tesadüfle son iki senedir, benim evde yaptığım doğum günü partilerimin olduğu gecelerde Klein’da o çaldığı için, son iki senedir bana yeni yaşımda ilk dansı yaptıran DJ de o oluyor.

En Kötü Olduğum Konu: Bakım. Sürekli seyahat ettiğim için kozmetikleri oradan oraya taşımaya fırsatım olmadı. İstanbul’da olduğum her zaman da hep çok çalıştığım için öyle bakım aktivitelerine pek zaman ayırmaya fırsat bulamadım.

Neyse ki mutluluk insana ışıltı veren bir şey; yoksa, saçıma, cildime çok iyi bakmadığım, hep aceleyle giyinip evden çıktığım ve düzenli spor yapmadığım bir sene oldu. Bunu 2024 için kendime bir gündem olarak alacağım.

En İyi Olduğum Konu: Planlama. Gerçekten verimli olma konusunda show yaptığım bir seneydi. Bu konuda yazdığım yazılardan birine şuradan, diğerine şuradan ulaşabilirsiniz.

En İyi Doğa: Türkiye ile sınırlı düşünürsek Dalyan, bütün yıl gördüğüm her yeri hesaba dahil edersek Foz ve Ilha Grande diyecektim. Ancak bütün yılı düşününce bence hala en ama en muazzamı Tozeur’da geçirdiğimiz gündü. Aynı gün içinde pembe göllerden tuz topladık, çölde vaha diye bir şey olduğunu görmekle kalmadık, vahada yüzdük, kanyon gezdik, Star wars dünyasına gittik ve çölde safari yaptık. ❤

En İyi Tarihi Gezi: Kesinlikle Mısır. Luxor’daki Karnak Tapınağı ve Abu Simbel‘in hala büyüsü altındayım.

En İyi Beach: Sahildeki curcuna ve renklilik açısından kesinlikle Ipenama. Ancak okyanus çok dalgalı olduğu için benim güzel deniz anlayışıma uymadı. Hurgada’daki Paradise Island hem kum rengi hem billur gibi denizi ile bir numaram, Dalyan’da tekne yolculuğu ile gittiklerimiz bu sene Türkiye’de yüzdüğüm en güzel denizlerdi ve Midilli’deki Bracciera Beach Bar prosecco erişimi ve leziz sahil atıştırmalıklarıyla en keyif aldığım beach club oldu.

En İyi App: Uber! Gittiğim her ülkede mükemmel bir konfor sağladı. Bir de Garanti Bankası’nın appi bence çalıştığım bankalar arasındaki en kullanışlı ve en güzel app. Faturalarım, yatırımlarım, kartlarım her şeyim onun üzerinden olduğu için hayatımdaki en kritik öneme o sahip.

En İyi Parti Ekibi: Bodrum’daki Isle of Escape ekibimiz delilikti. Herkesten çok dans ettik, herkesten çok eğlendik.

En İyi Otel: Evimden çok otellerde kaldığım bir sene oldu bu sene. Ancak genel olarak çok havalı otellerin peşinde olduğum bir sene değildi, çünkü hep keşifler peşindeydim ve otelleri sadece uyumak için kullandım. Ko Tao’da balkonumdan atlayabildiğim bir havuzu olduğu için Tarna Align Resort’ta keyifli zamanlar geçirdim. Midilli’de eski bir zeytinyağı fabrikasından çevrilme olan Zaira Otel çok güzeldi. Somewhere Only We Know ise vaad ettiklerini karşılamasa da, gerçekten en tuhaf deneyimlerimden biriydi. Yine de yalnız bir tane seçmem gerekirse tercihimi Tunus’taki Dar Soudad‘dan yana yaparım. Ev hissi verdiği için, avlusundaki havuzda sonra birlikte muazzam bir yolculuğa atıldığımız iki harika insanla tanıştığım için.

En Kötü Otel: Taksi önünde durduğunda bana kötü bir şaka yapıldığını düşündüğüm Kahire‘deki otelimiz.

En Zorlayıcı Yolculuk: Bunu yılın ilk yarısında cevaplamam gerekseydi, kaçak olarak yolculuk yaptığımız için her polis kontrolünde şallara dolanıp kendimizi kamufle ettiğimiz ve gece kalaşnikoflu adamlarla dolu kamyonlar geçerken farları filan kapatıp arabayı kenara çekip gizlendiğimiz Sudan sınırına yaptığımız yolculuk olduğunu söylerdim. Ancak şimdi düşündüğüm zaman, en azından bütün bunlar olup biterken konforlu bir arabanın içindeydik. O yüzden Tunus’ta çöle yaptığımız otobüs yolculuğu. Kafamızdan aşağı sular döktüğümüz, asfalttan gelen ısı yüzünden ayaklarımızı altımıza topladığımız inanılmaz uzun süren otobüs yolculuğu bu seneki en zorlayıcı yolculuğum oldu.

En İyi Film: Bu sene çok az film izledim. Ancak hem farklı, hem çarpıcı olan en aklımda kalan Everything Evervwhere All At Once oldu.

En Film Gibi Absürd Anlar: Yurtdışı seyahatlerimin her anı farklıydı ve muazzamdı. İnanılmaz maceralar yaşadık.

Geçen gün bir videoya denk geldim, lüks seyahatin aslında amacı karşılamadığını, çünkü lüks seyahatlerde çok konforlu uçak yolculukları yaptığını, sonra zaten ayarlanmış bir transferle otele gittiğini, otelinde de her şeyin kusursuz olduğunu ve hikayeden yoksun olduğunu iddia ediyordu bu video. Gerçekten de öyle. Benim bu seneki bütün seyahatlerimin her anı maceralar, hikayeler, muazzam güzel sürprizler veya sonradan muazzam güzel hikayelere dönüşen aksiliklerle doluydu. Sudan sınırına yaptığımız yolculuk, Tunus’ta otelde tanıştığımız arkadaşlarımızla senenin en sıcak zamanında çöle gitmemiz, Brezilya’da otostop çekmemiz…

Türkiye’deki günlerimde de böyle anlarım çok oldu bu sene. Hayat anlardan oluşuyor ve 2023 benim için muazzam anlarla dolu bir sene oldu. Kaş’a planladığımdan çok saçma bir saatte ayak bastığım ve güneşi birayla selamladığımız bir sabah. Klein Garten’ın merdivenlerinde yıllardır görmediğim bir çocukluk arkadaşımla karşılaştığım bir an ve sonraki pideciden kaçma maceramız. Bir bungalovda günün doğumu anı, bize after yapsın diye kaçırdığım DJ benim arkadamdan bana sarılmış kulağıma anlamadığım dilde bir şeyler anlatıyor, iki yakın arkadaşım yorganları sallayarak bungalovun önünde dans ediyor. Benim evimde parti yapmışız, tam evden çıkarken polislerle burun buruna geliyoruz, “Birisi parke yapıyormuş komşular şikayetçi. Siz miydiniz?” diye soruyorlar, “Biz parke değil, parti yaparız.” diye dans ederek merdivenlerden iniyoruz. Bir club’ta minik cüzdan çantamı kaybetmişim, vestiyer fişim, param, kredi kartım ve ev anahtarım onun içinde. Çok yakışıklı bir surat, “Merak etme hallederiz.” diyor.

Günler doğdu, günler battı. Sinirlendiğim, hayal kırıklığına uğradığım, kalbimin kırıldığı, işleri nasıl yetiştireceğim diye inanılmaz gerildiğim veya aynaya baktığımda görüntümü hiç sevmediğim anlar da elbette oldu; ama kadehlerin tokuştuğu, kahkahalar atıldığı, sevdiklerimin yanımda olduğu, dans etmekten vücudumun ağrıdığı, yüzümde kocaman gülümsemeler olan, heyecanla kalbimin attığı ve mutlulukla ışıldadığım anlar kesinlikle daha çoktu.

Teşekkürler 2023!

Yorum bırakın